'Leş yiyiciler'

Yeniden darbe tartışmalarının gündem olması üzerine ’28 Şubat’a doğru gittiğimizin ayan beyan olduğu günlerde, 1996 Ağustos’unun sonlarında yazdığım bir yazıyı yeniden paylaşmak istedim.

‘LEŞ YİYİCİLER’ ve YÜREĞİMİZ

Ortalıkta bir sürü ‘leş yiyici’ dolaşmakta; en alımlısından en sıradanına, yerde sürüneninden yüksekten uçanına, en gösterişlisinden en iğrencine bir sürü ‘leş yiyici’…

Bunca leş yiyici çokluğuna rağmen, üzerine ‘üşüşülecek’ bir atılmış da yok ortada… Ama; yüreği burulmuş, gözü kanlanmış bir sürü insan; gazetede ‘köşe başı’ nöbetçisi, TV ekranlarında parlak oğlanlar ve kızlar, şişkinlikten ensesini çeviremeyen bürokratlar, tembelliklerine halel gelmesin diye her açılıma kilit vuran diplomatlar, zulüm üzerine kurulu rantiyelerinin bozulmasını istemeyen patronlar, herkeslerden daha çok ‘laik’ ve ‘kahraman’ muvazzaf, emekli vs. subaylar… Hepsi, bir ortak zeminde ve söylemde buluşmuşlar; ‘

YAZININ DEVAMI