1 Kasım’dan G20’ye Erdoğan liderliği
1 Kasım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın durdurulması ve AK Parti’nin tek başına iktidar olmasının önlenmesi planının yırtılıp atıldığı tarihtir. Bu plan, 7 Şubat 2012’de MİT...
1 Kasım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın durdurulması ve AK Parti’nin tek başına iktidar olmasının önlenmesi planının yırtılıp atıldığı tarihtir. Bu plan, 7 Şubat 2012’de MİT müsteşarı üzerinden Erdoğan’ı tutuklama hamlesinde aleniyete dökülmüştü. 17-25 Aralık 2013 darbesi ile topyekûn saldırıya geçilmişti.
Muhalefet partileri, 1 Kasım öncesi iki cepheden saldırıya geçtiler: Bir, Beştepe Cumhurbaşkanlığı Külliyesi için “Kaçak Saray” yaftalaması ile Sayın Erdoğan’ın itibarsızlaştırılması. İki, “seni Başkan yaptırmayacağız” diyerek, “diktatörün önünü keseceğiz” saldırısı... Bir de, F. Gülen’in ve medyasının düşmanlık cephesi vardı. Kısaca Gülenistler diyeceğim bu cephe, bir yandan muhalefet bloğuna başta HDP olmak üzere aleni destek verirken, diğer yandan Gülen’in teşvik, telkin ve zehirleri ile Erdoğan’a “Firavun, Deccal, Yezid, Münafık” göndermeleri yaparak “zalime dur demeliyiz” kampanyası yürüttü. Muhalefetin ve Gülenistlerin destek gücü ise Doğan medyasıydı.
Siyasi muhalefet, Gülenistler ve Doğan medyası üçlüsünü, pervasız yapan, cesaretlendiren saik, 7 Haziran seçim sonuçları oldu. HDP’nin barajı aşması, AK Parti’nin koalisyona mahkûm görünmesi onları, “tamam, Erdoğan’ı ve AK Parti’yi nihayet tökezlettik” zafer sarhoşluğuna itti. Elbirliği ile öylesine hava estirdiler ki sanki AK Parti birinci parti değil de barajın altında kalan partiydi. Gülen medyası önce “restorasyon hükümeti iş başına” deyip CHP-MHP-HDP hükümeti istedi. Sonra da “Erdoğan’ın işi bitirilmeli” dedi. Dine hizmet, eğitim diye yola çıkan bir cemaat, savrula savrula Erdoğan düşmanlığı ile devlete savaş açıyor, ülkenin uçuruma sürüklenmesini önemsemiyordu. PKK’nın siyasi kolunun hükümet ortağı olmasını istiyordu.