Bildiri yırtılıp atıldı
İçeriden ve dışarıdan 1128 akademisyen ve araştırmacının hazırladıkları bildiri, tıpkı Gezi Olaylarındaki gibi bir yerlerden düğmeye basıldığını gösteriyor. Ancak...
İçeriden ve dışarıdan 1128 akademisyen ve araştırmacının hazırladıkları bildiri, tıpkı Gezi Olaylarındaki gibi bir yerlerden düğmeye basıldığını gösteriyor. Ancak “müstemleke aydınları” bu defa, şehitlerin acıları ile dağlanan yüreklere, yavrularının, eşlerinin feryatları ile ayağa kalkan maşeri vicdana tosladılar. Müstemleke aydınları, çünkü bizimle, bizim değerlerimizle, hissiyatımızla, milletimizin sağduyusu ile hiçbir irtibatları, bağları yok. Tıpkı İngiliz mandası isteyen, yabancı gözlemci daveti yapan müstemleke aydınları gibi yabancı gözlemci çağırıyorlar. Türkiye’nin uluslararası antlaşmaları ihlal ettiğini, suç işlediğini dışarıya jurnalliyorlar. Bir de “barış istiyoruz” diyerek gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar.
Bildirinin satırlarındaki tek taraflı, samimiyetsiz dilleri, bir rol dağılımında üstlendikleri görevlerini deklare etmenin pervasızlığı ile sırıtıyor... Aklımızla alay edildiğini düşünmesek, bunlar herhalde bizim yaşadığımız Türkiye’de yaşamıyorlar deriz.
Bu derece at gözlüğü ile tek taraflı ve “görev icabı” yazılmış bir bildiri olamaz. Şırnak’ta PKK’lı teröristlerin saldırısı sonucu şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Ramazan Emet’in cenazesi, memleketi Afyonkarahisar’ın Bolvadin İlçesi’nde 20 bin kişi tarafından uğurlandı. Her gün iki-üç şehit cenazesi gözyaşlarıyla uğurlanıyor. Bu şehitleri, onların ardından ağlayan eşleri, çocukları, ana, babaları görmüyorsunuz, yakılan yıkılan camileri, okulları görmüyorsunuz, kazılan hendekleri, kurulan bombalı tuzakları, roketatarlar, suikast silahları ile bu milletin polisini, askerini katleden hainleri görmüyorsunuz ve şunu diyorsunuz:
“Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur’da, Silvan’da, Nusaybin’de, Cizre’de, Silopi’de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırmaktadır. Bu kasıtlı ve planlı kıyım, uluslararası hukukun emredici kurallarının da ağır bir ihlali niteliğindedir. Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyoruz.”