Ya Erdoğan’dan sonra bir zalim gelirse?

Yalova’da gençten bir arkadaşla kaldırımda ayaküstü sohbet ettik. Referandumda ‘evet’ oyu kullanacağını ama bir korkusu olduğunu söyledi. Korkusu şu: Tamam Erdoğan’ı seviyoruz, takdir ediyoruz, onun...

Yalova’da gençten bir arkadaşla kaldırımda ayaküstü sohbet ettik. Referandumda ‘evet’ oyu kullanacağını ama bir korkusu olduğunu söyledi.

Korkusu şu: Tamam Erdoğan’ı seviyoruz, takdir ediyoruz, onun başında olacağı yeni yönetim sistemiyle ilgili bir tereddüt yok. Ama ya ondan sonra bir zalim gelirse, ya istemediğimiz biri başa geçerse…

Kendisine önce şu yanlışı düzeltelim dedim. “Ya bir zalim gelirse” diyorsun. Nasıl gelecek? Artık başa gelecek yöneticiyi siz seçeceksiniz, geleni halk getirecek.

Mesele şu; yüzde 50’den fazla bir oyla bu millet bir zalimi seçer mi? Niye seçsin? Millete güvenmemiz lazım. Millet, darbelerden sonraki korku atmosferinde bile darbecilerin işaret ettiği partileri seçmedi. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi ile ilgili referandumda (21 Ekim 2007) millet, yüzde 68 ile ‘evet’ dedi. Demokrasinin en büyük kazanımlarından biri bu ‘evet’tir.

Asıl eski sistemde, hükümetin ve Cumhurbaşkanının Parlamentoda seçildiği sistemde, milletin haberi/desteği olmadan birileri geliyordu.

Refah-Yol dönemini hatırlayınız. 1995 seçimlerinde Rahmetli Erbakan’ın Refah Partisi 1. olduğunda Demirel görevi ona verdi. Hemen görevdeki komutanlar Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz’a haber gönderdi, “Erbakan ile koalisyon kurmayın” dediler. ANAP-DYP üç ay yürümedi. Yeniden Erbakan’a görev verildi. Refah-Yol kuruldu. Bu sefer de “irtica hortladı”, “laiklik tehdit altında” operasyonları başladı. Erbakan, Çiller ile yer değiştirmeye kalkınca Demirel görevi, Çiller’e değil Mesut Yılmaz’a verdi. DYP’nin içi boşaltıldı. Milletin değil, askerlerin dediği oldu.

AK Parti iktidarında da vesayetçiler/cuntacılar devredeydi.

Şimdi ise ülkeyi yönetecek ekibi belirleyecek Cumhurbaşkanını, halk seçecek. Halkın seçtiği hükümeti, Meclis’te ayak oyunları ile değiştiremeyecekler. Yani artık hükümetin garantörü, teminatı millet olacak. Millete rağmen başımıza biri asla getirilemeyecek.

Adı sanı duyulmadan, inatlaşmanın sonunda Cumhurbaşkanı seçilen Ahmet Necdet Sezer örneğini vereyim. 2000’de seçildikten sonra nasıl bir şahsiyet olduğunu gördük. Hükümetlere kök söktürdü. Hiçbir icraatını hatırlamıyor, ancak 19 Şubat 2001’de MGK toplantısında Başbakan Ecevit’e anayasa kitapçığı fırlatarak Türkiye’yi ekonomik krizin içine attığını hatırlıyoruz. İnsafla düşünelim, bugün Sezer aday olsa bu halk onu seçer mi? Sezer, seçim konuşması için halkın önüne ilk çıktığında kaybederdi…

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Erdoğan güven, Kılıçdaroğlu endişe kaynağı... 27 Mayıs 2023 | 586 Okunma Özdağ-Kılıçdaroğlu-HDP: Toplu intihar… 25 Mayıs 2023 | 1.534 Okunma CHP-FETÖ irtibatlarını unutmayalım 20 Mayıs 2023 | 410 Okunma Sinan Oğan, küresel baskıya dayanabilir mi? 18 Mayıs 2023 | 3.637 Okunma Erdoğan ile 14 Mayıs destanı yazılırken… 13 Mayıs 2023 | 1.155 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar