Yoksa Gülen’in dublörü mü var?
Fethullah Gülen, Aralık 2013’teki bedduasından sonra ikinci defa beddua etti. F. Gülen için ilk bedduasından sonra “yüzünü kin, nefret, düşmanlık kaplamış bu insan, bilinen ‘Hocaefendi’ olamaz. Benim...
Fethullah Gülen, Aralık 2013’teki bedduasından sonra ikinci defa beddua etti. F. Gülen için ilk bedduasından sonra “yüzünü kin, nefret, düşmanlık kaplamış bu insan, bilinen ‘Hocaefendi’ olamaz. Benim için bu bedduadan sonra ‘Hocaefendi’ vefat etmiştir. Artık Fethullah Gülen var, Gülenizm ve Gülenistler var” demiştim.
Artık gönüllerin fethi yerine, “Paralel Devlet yapılanması”nı konuşuyoruz. Emniyet istihbaratı ve yönetim katının, yargının, TSK ve bürokraside belirlenen mevzilerin, dinlemelerle, kumpaslarla ele geçirildiği iddiasıyla soruşturmalar, yargılamalar var. Başta HSYK olmak üzere, idari mekanizmalarla ortaya serilen dehşetengiz bir tablo var karşımızda. Gülenistler için çember giderek daralıyor. Yıllarca Hizmet hareketi diye, bilhassa Türkiye’nin gururu diye yurt dışındaki okullara destek veren insanlar bir şok yaşıyor. Gelinen noktaya inanmak istemiyorlar. Hala Gülen hakkında, “O yapmamıştır, kontrolden çıkan hareketi, yabancı istihbaratlar ele geçirmiştir” diye düşünenler; “Acaba Gülen’e ilaç mı veriliyor, yoksa Gülen’in dublörü mü var?” diye düşünüyorlar... Son bedduasını yaptığı videoyu dikkatlice seyrettim. Dublör falan değil, kendisi ama kendinde değil...