50+1’in üstü olur, bir milim altı olmaz
Cumhurbaşkanlığı sisteminin yürürlüğe girmesinin üzerinden bir yılı aşkın süre geçti. Muhalefet, 31 Mart yerel seçimlerinde elde ettiği kısmi başarıya dayanarak sistemi tartışmaya...
Cumhurbaşkanlığı sisteminin yürürlüğe girmesinin üzerinden bir yılı aşkın süre geçti. Muhalefet, 31 Mart yerel seçimlerinde elde ettiği kısmi başarıya dayanarak sistemi tartışmaya çalışıyor. Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu etrafında oluşan siyasi hareketlilik de bu tartışmanın değirmenine su taşıyor.
Sistem ile ilgili bazı sorunların yaşandığı doğrudur. 2019 Kasım ayında yapılacak seçimle yürürlüğe girmesi planlanan sistem, 24 Haziran 2018 seçimleri dolayısıyla 1.5 yıl erken devreye alındı. Yasal düzenlemeler başta olmak üzere uyum süreci neredeyse hiç yaşanmadan sistem hayata geçirildi.
Sistemin erken devreye alınması, şüphesiz uygulamalarda bazı aksaklıklara neden oldu. Ancak asıl, uygulama aksaklıklarının bürokrasiden kaynaklandığı gerçeğini gözden kaçırmamamız gerekir. Bunun da iki sebebi var. Birincisi sistemin yeni olmasından dolayı bürokrasinin ne yapacağını bilmemesinden kaynaklanan sorunlar.
İkincisi ise daha hassas bir durum. Zira sistemi uygulamakla görevli bir kısım bürokratların ayak sürümesi gibi bir durumla karşı karşıyayız. Sistem değişikliği ile ilgili 2017’de yapılan referandum sonuçlarının ardından söz konusu bürokratların sandıklarında nasıl bir sonuç çıktığına bakmakta fayda var. Bu düşüncelerimi abartılı bulmayın, aksi takdirde FETÖ’de düşülen yanlışa düşeriz.
“Cumhurbaşkanının seçilme oranının yüzde 50’den yüzde 40’a düşürülmesiyle ilgili ne düşüncemiz, ne niyetimiz, ne planımız, ne de çabamız söz konusudur. Yüzde 50 seçilme yeterliliği, yeni sistemin adeta omurgasıdır. Türkiye’de bir daha hiç kimsenin, küçük bir azınlığa veya vesayete dayanarak millete zulüm etmemesi için bu oranı korumanın elzem olduğuna inanıyoruz… Cumhurbaşkanı seçilme için yüzde 50 sınırının konması rastgele bir tercih değil, gayet bilinçli ve vazgeçilmez bir kriterdir.”
Bu ifadeler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, partisinin istişare toplantısının açılışında yaptığı konuşmada dile getirdiği sözler.