Papaz için en iyi ceza…
Türkiye-ABD ilişkileri görünürde papaz Andrew Brunson nedeniyle kopma noktasında. Bir papaz yüzünden 2. Dünya Savaşı sonrasında başlayan ve stratejik müttefik seviyesine yükselen Türkiye-ABD ilişkileri kopar...
Türkiye-ABD ilişkileri görünürde papaz Andrew Brunson nedeniyle kopma noktasında. Bir papaz yüzünden 2. Dünya Savaşı sonrasında başlayan ve stratejik müttefik seviyesine yükselen Türkiye-ABD ilişkileri kopar mı? Realiteye baktığımızda “böyle bir şey mümkün değil” deriz. O halde karşımıza iki önemli durum çıkıyor. Ya iddia edildiği gibi Türkiye-ABD ilişkileri bir asra yaklaşan ve stratejik müttefiklik düzeyinde değil, ya da papaz papaz değil.
Papaz Brunson üzerinden bir tezgâhın döndüğünü artık sokaktaki bir çocuğa sorsanız bile size anlatır. Mesele tezgâh değil, tezgâhla hedeflenen ne? Papaz Brunson, meselesini derinleştirip içinden çıkılmaz hale getiren ABD’nin Başkan Yardımcısı Mike Pence’tir. Pence’in Evangelist bir radikal dinci olduğunu bu sayede öğrendik. Bu radikal dinci başkan yardımcısı, sadece Türkiye’ye tuzak kurmuyor, aynı zamanda ABD’de siyasi bir darbe peşinde. Yani Türkiye-ABD ilişkisinin ötesinde bir olayla karşı karşıyayız.
Pence demişken, ilginç bir anekdot aktarayım. Hepimizin malumu papaz Brunson, 7 Ekim 2016 tarihinde sınır dışı edilmek üzere gözaltına alınmış. Aşağıda yazacağım sebeplerle sınır dışı edilmemiş, Aralık 2016’da tutuklanmış. Brunson’ın tutukluluğu ile ilgili zaman zaman ABD’den sesler yükselmişti. Hatta Başkan Trump’ın, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’a söylediği zamanlar oldu. Pence’in olayı ilk gündeme getirme şekli çok ilginç.
Pence, üst düzey bir Türk yetkilisine papaz Brunson’ı dile getirir. Üst düzey Türk yetkili Pence’e konunun yargıda olduğunu ve Türk yargısının bağımsız olduğunu söyler. Türk yetkili, ABD’de yargılanmakta olan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’yı hatırlatarak, “Nasıl ki sizin yargınız bağımsızsa bizim yargı da bağımsız. Yargılamanın neticesini bekleyeceğiz” der. İşte tam bu sırada Pence’in şeytanlığı ortaya çıkar. Pence, salağa yatarak, “Ne, nasıl yani, bizim mahkemelerde bir Türk kamu bankasının yetkilisi mi yargılanıyor? Hiç haberim yok. ABD’ye gidince ilgileneceğim” der.
Evet, Türkiye-ABD ilişkilerini kopma noktasına getiren Pence, ya böyle cahil, ya da böyle kurnaz. Dolayısıyla Pence’in öyle basit bir ABD vatandaşının peşinde olmadığını, papaz Brunson meselesinin de öyle basit bir papaz meselesi olmadığını göz önünde bulundurmamız lazım.
Gelelim işin can alıcı kısmına. Geçtiğimiz günlerde Hürriyet’ten Sedat Ergin de yazdı, papaz Brunson’ın telefonunda tespit edilen ve iddianamede yer alan aşağıdaki bazı mesajlaşmalar: