Unutursak ölürüz…
Fetullahçı Terör Örgütü’nün bu ülkeye ve millete en büyük ihanetinin üzerinden iki yıl geçti. Bu coğrafya 15 Temmuz 2016’da tarihinin en büyük saldırılarından birine daha maruz...
Fetullahçı Terör Örgütü’nün bu ülkeye ve millete en büyük ihanetinin üzerinden iki yıl geçti. Bu coğrafya 15 Temmuz 2016’da tarihinin en büyük saldırılarından birine daha maruz kaldı. 1960 darbesiyle devletin içine yerleştirilen virüs sayesinde 50 yılda devletin her kademesine sızan Fetullahçı teröristler, 15 Temmuz’da ülkemize diz çöktürmek için sahiplerinin emriyle darbeye kalkıştı. Bütün planları yapmışlardı, her şeyi hesap etmişlerdi. Sadece Allah’ı ve bu milletin neleri göze alabileceğini hesap edememişlerdi. Ve Allah tuzaklarını başlarına geçirdi, bu millet de 50 yıllık terör organizasyonunu 6 saatte yerle bir etti.
15 Temmuz’un üzerinden iki yıl geçti. Çok şeyler yaşadık, çok şeylere tanık olduk, olmaya da devam ediyoruz. İki yıl gibi uzun bir süreye ve OHAL’e rağmen örgütün pes etmediğini, hele hele arkasındaki uluslararası güçlerin milim geri adım atmadığını görüyoruz. Dolayısıyla OHAL’e bu hafta son verilse de mücadelenin çok daha etkin olması gerektiğini hepimizin bilmesi gerekir.
15 Temmuz bir sapkın cemaatin ülke yönetimine el koyma fantezisi değildir. 15 Temmuz sıradan bir darbe girişimi de değildir. 15 Temmuz, 100 yıl önce bizi bu topraklardan söküp atmak isteyen emperyalistlerin aynı şuurla yeniden saldırıya geçtiklerinin en net göstergesidir.
Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadelede gram geri adım atılırsa çok daha güçlü saldırılara maruz kalacağımızı herkesin çok iyi anlaması ve gereğini yapması gerekir. Fetullahçı Terör Örgütü’nün çeşitli yöntemlerle kimleri nasıl etki altına aldığını biliyoruz. Bu ekti altında olanların bazıları samimi bir şekilde kendilerini geri çekti. Bazıları da geri çekmiş gibi yapıyor. Bazıları ise hala suyu bulandırma derdinde. Mücadelenin en zor en çetin döneminden geçiyoruz. Eğer gereğini yapmazsak 250 şehidin eli kıyamet günü yakamızda olur.
FETÖ’nün ne zaman kriminal boyutuna ulaşılsa birileri işin sapkın yönünü öne çıkarıyor. Akıncı Üssü’nde yakalanan örgütün Kara Kuvvetleri imamı Hakan Çiçek’in telefonu ile Pensilvanya arasında telefon trafiğine ilişkin tespitlerden sonra, yine elebaşı Gülen’in nasıl sapkın biri olduğuna ilişkin tezviratlar dolaştırılmaya başlandı. Bize ne Fetullah iblisinin sapkınlığından? Biz, bu iblis kime hizmet ediyor, kimin kullanışlı maşası onun peşinde olmamız lazım. Başka maşalar var mı? Onları bulmamız lazım. Yoksa “sapkın bir hareket darbeye kalkıştı ve millet direndi kaybetti”. Meseleye bu basitlikle bakamayız.
Kimsenin bizi uyutmasına, kimsenin 15 Temmuz’u unutturmasına, kimsenin bu örgütün arkasındaki eli bulmamıza engel olmasına izin vermemeliyiz. 15 Temmuz yeniden dirilişin, yeniden ayağa kalkışın adıdır. Artık uyumayacağız, artık unutmayacağız.