Harf devrimi mi? Yıkım mı?
Türkiye’deki 1928 yılındaki harf devrimi ile ilgili çalışmalar Amerika’da da ilgi uyandırmıştır. Türklerin Arap alfabesini bırakarak Latin alfabesine geçmek istemeleri batılılar için büyük...
Türkiye’deki 1928 yılındaki harf devrimi ile ilgili çalışmalar Amerika’da da ilgi uyandırmıştır. Türklerin Arap alfabesini bırakarak Latin alfabesine geçmek istemeleri batılılar için büyük bir başarıdır. Osmanlı gibi, Batı’ya hükmeden bir medeniyetin sonunda batıya teslim olup dilini ve alfabesini bile değiştirmek istemesi büyük bir olaydı. Böyle bir değişimi işgal veya silah zoruyla da yapamazlardı.
Alfabe değişimi salt basit bir alfabe değişimi değildi. Bu bir kültür havzasından başka bir kültür havzasına geçiş olduğu gibi, aynı zamanda eski ve geçmişle olan tüm bağların koparılması anlamına gelmekteydi.
Türklerin alfabesini değiştirmeye çalışması, batı medeniyetinin zafere ulaşmış olduğunu gösterdiği gibi, bu çalışma hala değişime direnen başka Müslüman ve Türk uluslara da emsal teşkil edecekti.
Bu nedenle batıda bu konuda yapılan çalışmalar büyük bir ilgi, merak ve heyecanla takip ediliyordu. Batının doğuyu ve İslam’ı yendiği ve tek doğru medeniyetin batı medeniyeti olduğunun tescili anlamına geliyordu.
Alfabesini kaybetmiş bir milletin geçmiş kültürüyle arasındaki tüm köprüler atılmış olacaktı. Bu milletin eski yazıtlarını ve kültürünü okuyamayacağı gibi, atalarıyla da olan tüm duygusal bağları kopmuş olacaktı. Böylece yeni nesle siz kendi fikir ve ideolojinize uygun eserler verecek ve onları istediği gibi şekillendirebilecektiniz. Çünkü onların elinde kendi mihenk taşları ve kültürü olmayacaktı. Bir anlamda siz kendi neslinizi Afrika’daki köksüz ve derinliği olmayan bir ulus haline getirmiş olacaktınız. Kökleri ve medeniyeti olmayan bir ulus, kendisine kültür ve medeniyet olarak ne sunulursa kabul edecektir.