Mehmet Sıddık Yıldırım ile röportaj

SORU: Bana kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Adım Mehmet Sıddık Yıldırım. 1967 Batman Gercüş doğumluyum. Aslen Hataylıyım. Dörtyol, İskenderun ve Karaman İhl’de okudum....

SORU: Bana kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Adım Mehmet Sıddık Yıldırım. 1967 Batman Gercüş doğumluyum. Aslen Hataylıyım. Dörtyol, İskenderun ve Karaman İhl’de okudum. 1991 yılında mezun oldum. 1996 Şam Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basın Yayın ve Gazetecilik mezunuyum. Aynı üniversitede Basın yayın alanında Master yaptım. Şam, Beyrut ve Riyad Büyükelçiliklerinde Kültür/Tanıtma müşavirliklerinde çalıştım. 2010 yılından itibaren Yunus Emre Enstitüsünün Şam, Beyrut, Amman, Kudüs ve İskenderiye şubelerinde çalıştım. 2014 yılından itibaren Tika Amman Koordinatörü oldum. Halen Tika Çad Encemina koordinatörü olarak çalışmaktayım. Evli ve üç çocuk babasıyım.

* Hocam Türkçeden Arapçaya çeviri çalışmaları yapmaktasınız. Bize bu çeviri maceranızın nasıl başladığını anlatır mısınız?

Arap dünyası ile bizim aramızdaki ilişki yüzlerce yıllık bir geçmişe dayanmaktadır. Bu kadar uzun geçmişi olan iki milletin son yüzyılda ilişkilerinin akamete uğradığını bilmekteyiz.

Nüfusunun yüzde 99’u Müslüman olan bir coğrafyada karşılaştığım en büyük sorulardan birisi Siz Müslüman mısınız? Bizi sömürmeye mi geldiniz? Yeni Osmanlı mısınız? Gibi sorular olmasıydı.

Bu soruları duyduğunuzda şaşırmamanız gerekmektedir. Çünkü yayın dünyasını araştırdığımızda son 100 yılda Türkçeden Arapçaya – Arapçadan Türkçeye çevrilen eser sayısı 1000’i geçmez. Yani birlikte bu kadar uzun yıllar yaşamış olan bu iki milletin bu kadar birbirlerinden uzaklaşması beni doğrusu üzdü. Bu sorunu aşmak ve iki milleti bir anlamda birbirleriyle tanıştırmak amacıyla çeviriye başladım. Yani bu tamamen bir hobi, ideal ve kardeşlik duygusu ile başladığım iş oldu. Ticari bir getirisi olmadığı gibi bunu hiçbir zaman düşünmedim de…

* Peki hocam Arap dünyasında hangi yazarların eserleri tercüme edilmiştir?

Belki sizin için ilginç olacak ama Türkçeden Arapçaya Risalei Nurların dışında çevrilen eserler, muhafazakâr çevrenin değil onun dışındakilerin eserleri olmuştur.

Özellikle Türkçeden Arapçaya çevrilen eserlerin geneli Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Orhan Pamuk ve Elif Şafak gibi sol veya liberal yazarlara aittir. Bu noktadan yola çıkarak özellikle Türklerin ana omurgasını oluşturan mütedeyyin sağ yazarlarının kitaplarının çevrilmediğini fark ettim. Ben de bundan yola çıkarak mütedeyyin insanların kitaplarını çevirmeye karar verdim.

* Hocam sözünüzü burada kesmek istiyorum. Normalde Arap dünyası ile en iyi etkileşim içinde olanlar muhafazakar kesim iken, onların eserleri de değil de sol ve liberal eserlerin Arapçaya çevrilmesini nasıl görüyorsunuz?

Arap dünyası 22 ülke ve 380 milyon insandan oluşmaktadır. Araplar arasında büyük oranda liberal, sol ve milliyetçi kitle bulunmaktadır. Muhafazakar kitle tahmin ettiğimizden daha azdır ve etkileri de abartıldığı kadar değildir. Haliyle bu sol ve liberal çevreler, Türkiyedeki iz düşümleriyle yoğun ilişki içinde olacak ve onların eserlerini Arap dünyasına kazandıracaktır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ankara'nın taşına bak, gözlerinin yaşına bak 02 Nisan 2019 | 5.246 Okunma BAŞKURDİSTAN VE ZEKİ VELİDİ TOGAN 24 Şubat 2019 | 365 Okunma TÜRKİYE İLE ORTA ASYA ARASINDAKİ İLİŞKİLERİ GELİŞTİRMEK-2 18 Şubat 2019 | 378 Okunma TÜRK DÜNYASI İLE İLİŞKİLERİMİZİ GELİŞTİRMELİYİZ 09 Şubat 2019 | 129 Okunma Türkistan’da Bağımsızlık Mücadelesi 01 Şubat 2019 | 1.079 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar