Son olayları anlatan bir hadis Cezire bölgesi Kürt bölgesi ile ilgili

Ben cezire bölgesi (cezire bölgesi bugünkü Cizre ve onun güney kısmı -kamışlı-musul yani Kürt bölgesi. Genelde islami konularla uğraşacan tarih ve coğrafyayı bilmediklerinden cezireyi cezayir olarak...

Ben cezire bölgesi (cezire bölgesi bugünkü Cizre ve onun güney kısmı -kamışlı-musul yani Kürt bölgesi. Genelde islami konularla uğraşacan tarih ve coğrafyayı bilmediklerinden cezireyi cezayir olarak algılıyorlar.) ile ilgili bir hadisi sizinle paylaşayım. Bu hadis'te özellikle cezire bölgesinde olacak bir savaştan bahsediyor. Son olaylar ışığında okuyabilirsiniz. 
Bu hadisi Ebu Hureyre rivayet etmiş olup merfudur. Yani senedi Peygamberimize kadar ulaşmaktadır. Hadis, bu hadisleriyle meşhur olan Hafız Ebu Nuaym Bin Hammad'ın el-Fiten isimli eserinin 89 nolu hadisidir. Hafız Ebu Nuaym sika bir hadisçi olup Buhari'nin de hocasıdır.

İlgili hadis: “Benden sonra size dört fitne gelecektir. Birincisinde, kanlar (dökülmesi) helal kılınacaktır. İkincisinde hem kanlar hem de mallar helal kılınacaktır. Üçüncüsünde ise hem canlar hem mallar hem de uçkurlar helal kılınacaktır. Dördüncüsü ise örten, kapatan, bürüyen kör ve sağır bir fitnedir; denizdeki dalgalar gibi kabarır, hareket eder. Hiç kimse ona karşı bir sığınak bulamaz. Şam’da tayf ve karaltı gibi dolaşır; Irak’a çöreklenir. Eliyle ve ayaklarıyla el Cezire’yi (Kürt bölgesi) vurur. Ümmet, derinin tabakhanede çekiştirilmesi gibi çekiştirilir, belaya maruz kalır. Kimse ‘yeter, yeter’ diyemez ve bir yerden kalksa diğer yerde patlak verir ve çöreklenir. (El-Fiten, Hafız Nuaym Bin Hammad, hadis numarası 89)

Son olaylar eşliğinde bu hadisi okuyalım.


CEZİRETUL ÖMER: Başlangıçta Cezîre adıyla anılan şehir, daha sonra Cezîre-i İbn Ömer adını aldı. Şehrin bu adı almasıyla ilgili olarak kaynaklarda farklı bilgiler verilmektedir. Buna göre Irâk-ı Arab ve Irâk-ı Acem Emîri Yûsuf b. Ömer’e, Musul’a bağlı Berkaîd beldesinden Abdülazîz b. Ömer’e, Maaddîler’den Benî Ömer kabilesine veya Hasan b. Ömer b. Hattâb et-Tağlibî’ye nisbetle şehir bu adı almıştır. Bazı kaynaklarda ise şehirden Cezîretü İbney Ömer şeklinde söz edilmekte ve kimlikleri belirtilmeyen Evs b. Ömer ile Kâmil b. Ömer veya Ömer b. Evs et-Tağlibî’nin iki oğluna izâfeten bu adla anıldığı kaydedilmektedir (Muhammed Yûsuf Gandûr, s. 14). İbnü’n-Nedîm el-Fihrist’te (s. 67) şehirden Cezîretü İbn Amâre olarak söz etmektedir. Ancak Cizre’nin kurulduğu tarihe yakın dönemde kaleme alınan kaynaklar, şehrin 250’den (864) önce Hasan b. Ömer b. Hattâb et-Tağlibî tarafından tesis edildiğini ve onun adını aldığını kaydederler ki tercih edilen görüş de budur. Şehir XVI. yüzyıldan itibaren günümüzde olduğu gibi Cizre adıyla da anılmaya başlanmıştır.

DİB. İSLAM ANSİKLOPEDİSİNDEN : el-CEZÎRE

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ankara'nın taşına bak, gözlerinin yaşına bak 02 Nisan 2019 | 5.246 Okunma BAŞKURDİSTAN VE ZEKİ VELİDİ TOGAN 24 Şubat 2019 | 365 Okunma TÜRKİYE İLE ORTA ASYA ARASINDAKİ İLİŞKİLERİ GELİŞTİRMEK-2 18 Şubat 2019 | 378 Okunma TÜRK DÜNYASI İLE İLİŞKİLERİMİZİ GELİŞTİRMELİYİZ 09 Şubat 2019 | 129 Okunma Türkistan’da Bağımsızlık Mücadelesi 01 Şubat 2019 | 1.079 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar