Tasavvuf üzerine mulahazalar Benim şeyhim senin şeyhi döver
Herkes şeyhinin kerametini anlatıyor. Şeyhini birer süpermen gibi anlatıyorlar. Şöyle bilir böyle bilir diye... Şöyle kerameti var. Kalpleri bilir. Bosna’da savaştı. Namazları Kâbe’de kılar. Uçar...
Herkes şeyhinin kerametini anlatıyor.
Şeyhini birer süpermen gibi anlatıyorlar. Şöyle bilir böyle bilir diye... Şöyle kerameti var. Kalpleri bilir. Bosna’da savaştı. Namazları Kâbe’de kılar. Uçar kaçar. (Bu arada kimse şeyhinin ilmini/takvasını/edebini anlatmıyor. Herkes birer Hollywood filminin sahnesindeki süper insanı anlatıyor.)
Yok, şeyhim gavs, yok kutup...
Hâlbuki adı üzerinde bunlara ricalulgayb denir. Onları Allah dostları bilir. Sırları ifşa edilmez.
Belki de kutup dediğimiz kişi bir binada amelelik yapıyordur... Bunların örneği çok var... En çok şan şöhrete sahip olanın derecesi yüksek olacak diye bir kural yoktur... Ayrıca tasavvufta derece ve makamları Allah bilir...
Lütfen şeyhlerinizden istifade etmek istiyorsanız onun ilmini, edebini ve takvasını kendinize örnek alın.
Kerametlere nakşi tarikatında önem verilmez. Hatta nakşimeşayihleri keramet izhar etmezler. Eğer bir keramet çıkmışsa bu şeyhin inisiyatifi dışında olmuştur.
Bakın Peygamber bile savaşmış, yaralanmış, evini barkını terk etmiş, aç kalmış, karnına taş bağlamış ve hatta yenilmiştir. Hiç bir gavs peygamberden üstün değilken Peygamber bile sünnetullah’ın dışına çıkmamış/çıkamamıştır. Bazı insanlara bazı şeyler bildirilir. Ama müdahale etme izni verilmez.
Bir de tarikatta asıl olan şeyhinin gavs veya kutup olması değildir. Sizin o kişiden istifade edebilmenizdir. Her şeyh herkese fayda vermez. Bazı büyük zatların hayatını okuyoruz. Birçok şeyh dolaşırlar feyz almazlar. Kimsenin adını bilmediği bir şeyhten feyz alırlar ve derya olurlar. Mevlana eğer Şemsi Tebrizi ile tanışmasaydı Mevlana olmayacaktı...
Allah’ın yanında hiç bir insan değersiz değildir Firavun bile olsa. Görmüyor musun Firavun’un ayağına Resulunü gönderiyor. Gönderirken de ona yumuşak dille tebliğ et diyor. Ayrıca, her insanın iyi ya da kötü bir misyonu vardır. Bazen kötülükler kötü insanların eliyle de def olur. Bazen kötü insanlar Müslümanları te’dip etmek için gönderilir. Bazen de imtihandır veya cezamızdır... Eskiler Allah’tan zalim hükümdarlar göndermemesi ve kendilerini bu şekilde imtihan etmemesi için dua ederlerdi.
İnsanlar gavs olayını yanlış değerlendiriyor. Gavs (ki keyfiyeti nasıl) dahi olsa hiç kimse sünnetullaha (yani fizik kurallarına) karşı çıkamaz. Kadere müdahale edemez. Özgür iradeye müdahale edemez. Belli dönemlerde Allah bazı kişiler aracılığıyla (peygamberler, nebiler, müceddidler ve olaylar) müdahale eder. Ama onun dışında olmaz.