15 Temmuz Son İstiklal Savaşı’dır. Biz kazandık, Büyük Yürüyüş başladı. Tarih değişti, coğrafya da değişecek.
İki yıl önce bugün bu ülkede bir mucize yaşandı. Dünyanın görmediği, siyasi tarihin kaydetmediği, birkaç saat içinde tarihin akışını tersine çeviren, insanlığa olağanüstü...
İki yıl önce bugün bu ülkede bir mucize yaşandı. Dünyanın görmediği, siyasi tarihin kaydetmediği, birkaç saat içinde tarihin akışını tersine çeviren, insanlığa olağanüstü örnekler sunan, küresel güç haritasını altüst eden bir mucize yaşandı.
Bin yıldır bu topraklarda; Anadolu’da, Mezopotamya’da, Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Akdeniz’de, Karadeniz’de, Afrika kıyılarında, “biz”e ait coğrafyanın her karış toprağına sinen, unutturuldu sanılan o direniş ruhunun bir anda ortaya çıktığı, bir gecede bin yıllık mücadelenin verildiği bir mucize yaşandı.
O gece, ABD üzerinden, Avrupa üzerinden, bölgemizdeki bazı ülkeler üzerinden Türkiye’ye saldırı başlatıldı. 40 yıldır sistem içinde beslenen Fetullahçı Terör Örgütü eliyle başlatılan, Birinci Dünya Savaşı sonrası en ağır saldırıydı bu.
Darbe değil iç savaş planıydı. Müdahale değil Türkiye’yi tarih dışına itme girişimiydi. Sadece FETÖ değil, Batı bloku saldırıyordu. Hükümet değişimi değil, rejim değişimi değil, anavatanı parçalama, Trakya ile Anadolu’yu ayırma, ülkeyi birkaç parçaya bölme projesiydi.
Erdoğan’ı devirmek, ülkeyi parçalamak, infaz listeleri, toplama kampları..
İlk amaç Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirmek, Marmaris’e gönderilen suikastçiler eliyle şehit etmek, devleti işlemez hale getirmek, etnik ve mezhep kimlikleri üzerinden iç savaş başlatıp milleti birbirine kırdırmak, Türkiye’yi Suriyeleştirmek ve paramparça etmekti. İkinci amaç; hızla büyüyen, güçlenen, kendi tarih ve coğrafya havzasına yönelen, Selçuklu/Osmanlı siyasi genetiğini harekete geçiren Türkiye’nin daha da büyüyüp tehdit olmasının önüne geçmek, onu imha ederek coğrafyayı lime lime etme planını rahatça uygulamaktı.