Görgüsüz, cahil, kibirli, aç gözlü.. Ekrem’in suç imparatorluğu çöktü. Ama CHP iç tehdit haline geldi. “İç operasyon karargâhı” oldu. ABD, Avrupa desteği yok. Birer birer devrilecekler... CHP’deki panik bundan.

Bir suç imparatorluğu kurm uş. Örgüt çerçevesinde her alanda görevlendirmeler yapmış. Belediye başkanları, meclis üyeleri, şirket sahipleri, ihale organizatörleri, medya çeteleri , sosyal medya yapılanmaları ve daha birçok örgütlenme kurmuş. Bunları yaparken herkesle ortaklık yapmış. PKK ile, DHKP-C ile , aklınıza gelebilecek bütün örgütlerle. Aklınıza gelebilecek bütün siyasi parti mensuplarıyla. PKK ile masaya oturmuş, pazarlıklar yapmış, milyon dolarlar aktarmış . Onu desteklemeleri karşılığında

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac

Bir suç imparatorluğu kurmuş. Örgüt çerçevesinde her alanda görevlendirmeler yapmış. Belediye başkanları, meclis üyeleri, şirket sahipleri, ihale organizatörleri, medya çeteleri, sosyal medya yapılanmaları ve daha birçok örgütlenme kurmuş.


Bunları yaparken herkesle ortaklık yapmış. PKK ile, DHKP-C ile, aklınıza gelebilecek bütün örgütlerle. Aklınıza gelebilecek bütün siyasi parti mensuplarıyla. PKK ile masaya oturmuş, pazarlıklar yapmış, milyon dolarlar aktarmış. Onu desteklemeleri karşılığında PKK’nın verdiği listedeki isimleri belediyelere şirketlere yerleştirmiş.


KANDİL’E PARA, MEDYAYA PARA. BÜTÜN OMURGASIZLAR BİR ARADA.


Paralar Kandil’e akmış. Türkiye ve Avrupa’daki terör gruplarına akmış. İşadamlarına akmış. Medyaya akmış. Gazetecilere akmış. Kiralık “kalemler”, tetikçiler tutmuş. Siyasi ihaleler dağıtmış. Herkesi para ile satın almış. Bütün omurgasızları etrafında toplamış.


Arkasında FETÖ desteği var. PKK desteği var. Avrupa desteği var, ABD ve İsrail desteği var. Bu desteklerle bir “proje” olarak yola çıkmış ya da çıkarılmış. Korkunç bir medya gücüyle kitleleri rehin almış, mobilize etmiş. Hiçbir şey yapmadan, hiçbir şey vadetmeden, sadece şirinliklerle, şaklabanlıklarla seçimlere sokulmuş ve kazandırılmış.


HERKESİ KULLANMIŞ, HERKESE KAZIK ATMIŞ.


İlkesizliğin, omurgasızlığın her türünü sergilemiş. Profesyonel yalanlarla herkesi uyutmuş, tavlamış. Türk siyasi hayatında örneği görülmemiş bir “ucuzluk” sembolü olarak alabildiğine pazarlanmış.


En yakınındakileri satmış. Kendisine güvenenleri yolda bırakmış. Herkese ihanet etmiş. Kendisine imkân ve güç verenleri sırtından hançerlemiş.


HİÇBİR KUTSALI YOK


Hiçbir milli kimliği olmamasına rağmen, Türkiye’nin kutsalları ile dalga geçmesine rağmen, bir proje olarak bu ülkenin önüne sürülmüş.

Türkiye’yi küçültme, içeriden vurma, zayıflatma, zaaf içinde bırakma, toplumsal ayrışmanın fitilini ateşleme, Türkiye’nin geleceğini ipotek altına alma yönünde ne kadar adım atılması gerekiyorsa onun üzerinden atılmış.


BEN ONU ADAYKEN FARK ETTİM. SAATLİ BOMBAYDI, “PROJE”YDİ.

Onu ve üstlendiği tehlikeli rolü daha ilk İBB adayı olduğu zaman fark ettim. Hiçbir önyargım, hiçbir ön kabulüm olmamasına rağmen kendimce bir savaş verdim.

Eksenim Türkiye idi. Buradan bakınca bu ülkenin geleceğine nasıl bir saatli bombanın kurulduğunu kavradım.

Bana göre o aslında Türkiye kimliği taşımıyordu. Böyle bir derdi loktu. Bir vesayet, işgal, rehin alma operasyonunun aygıtıydı. Bu rolün FETÖ ayağını gördüm. Avrupa/İsrail ayağını gördüm. “Bu adam bir projedir” diye yazılara başladım.

Bir çıkarım ya da öfkem yoktu ama Türkiye için büyük tehditti. Ve bu tavrımdan asla vazgeçmedim.

Bir gün duvara toslayacağını biliyordum, bir gün bu devletin ona hesap soracağını bekledim. Bir gün milletin her şeyi görmeye başlayacağını biliyordum.


O TÜRKİYE İLE SAVAŞIYORDU! TÜRKİYE’Yİ KÜÇÜLTME PLANININ PARÇASIYDI


Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını kullanarak, demokrasisini kullanarak, siyasi sistemini kullanarak, Türkiye’ye savaş açmış bir kişiydi o. Kirli çamaşırları şirinliklerle, siyasi kamuflajla örtülüyor, plan işliyordu.

Temsil ettiği şey bir tür yeni Türkiye projesiydi. 15 Temmuz’dan sonra FETÖ ve ABD/Avrupa desteğini alarak İstanbul’u ele geçirmişler, sıra Türkiye’yi teslim almaya gelmişti.

Gezi terörünü atlatan, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz’da yaşanan çokuluslu müdahaleleri atlatan Türkiye, bir “çokuluslu proje”den daha kurtuldu.

Mesele sadece Ekrem İmamoğlu değildi. Sadece bir kişi değildi. Mesele Türkiye’ydi ve kavganın adresi burasıydı.


GÖRGÜSÜZ, CAHİL, KİBİRLİ, ŞIMARIK VE AÇ GÖZLÜ. TAM ARADIKLARI ADAM!


İş, onun yolsuzluklarıyla, düzenbazlıklarıyla, devlete parmak sallamalarıyla sınırlı değildi. Onun kendini hukukun ve Türkiye’nin üstünde görmeye ayarlı görgüsüz kibri, şımarıklığı, açgözlülüğü ile sınırlı değildi.

Bu özellikleri taşıyordu ve Batı’nın aradığı formata tam uyuyordu. Ama işin aslı, Batı’dan ardı ardına gelen “Türkiye’yi durdurmaya”, yeniden kontrol altına almaya dönük planların onun üzerinden uygulanmasıydı.



FATİH’İN KABRİNE GİTTİĞİ O GÜN… 1453’ÜN HESABINI SORMAYA GELDİ…


Fatih’in kabrine bile elleri arsasında hesap soracak gibi, türbesine tekme atacak gibi, 1453’ün hesabını soracak gibi giden bir taşeron kişilik, nasıl bir Türkiye hedeflendiğinin açık kanıtıydı.

Zelenski modelinin Türkiye ayağıydı. Küresel sömürü ağının Türkiye tetikçisiydi. Ama Batı’dan verilen bu rolü taşımak için bile hafif bir kişilikti.

Onlara bile hafif gelmeye, abartılı gelmeye başlamıştı. Onlar bile bunu taşıyamaz hale gelmişti. Oysa hep istedikleri kişilikte kullanılabilecek bir aparattı.


SUÇ İMPARATORLUĞU, HIRSIZLIK ŞEBEKESİ, İSTANBUL’DA KURULAN “PARALEL DEVLET” ÇÖKERTİLDİ.



Siyasi ömrü yetmedi. Duvara tosladı. Kurduğu suç imparatorluğu yıkıldı. İstanbul’da kurduğu Paralel Devlet dağıtıldı. Kurduğu hırsızlık şebekesi çökertildi. Devletin, milletin malına, mülküne yönelen bir yağmaya son verildi.

Muş’ta doğru dürüst adresi bile olmayan bir şirkete 95 milyon para aktaran, bütün ekibi zenginlikler içinde yüzen, siyasi hedefi için sadece İstanbul’u değil bütün ülkeyi, bütün milleti satan, kutsalı olmayan bir kişi ve girişim daha sona erdi.

Bir çokuluslu müdahale daha yok edildi.


ZATEN TASFİYE EDİLECEKLERDİ. MEZARINI KENDİ ELİYLE KAZDI.


ABD’de Trump geldi, rejim değişti. Avrupa kendi derdine düştü, “Bizi savunun!” diye Türkiye’ye yalvarmaya başladı.

Her devlet merkez iktidar alanını güçlendirip küreselci aparatları temizlemeye başladı. Savunma kalkanlarını güçlendirip içerideki operasyon aygıtlarını tasfiye etmeye başladı. Türkiye de.


Ekrem ve çetesinin tasfiyesinin siyasetle, demokrasiyle, ifade özgürlüğüyle, kişisel haklarla bir alakası yok. Zaten tasfiye edilmesi gerekiyordu.

Suç imparatorluğu, mafyatik yapılanması işleri kolaylaştırdı. O kadar malzeme verdi ki, bu haliyle zaten ayakta kalamazdı.


CHP TÜRKİYE İÇİN BİR İÇ TEHDİTTİR. BİR “İÇ OPERAYON KARARGÂHI”DIR.


CHP’nin böyle birini savunması, bütün ikiyüzlülüklere, riyakarlıklara rağmen tutarlı. Ondan kurtuldukları için seviniyorlar. Çünkü CHP’yi de rehin almıştı.

Ancak CHP, yeni yapısı ve yönetimiyle Türkiye için bir iç güvenlik meselesi haline gelmiştir. Bir tür iç tehdit olmaya doğru gitmekte, bir milli güvenlik sorunu halini almaktadır.

CHP Türkiye ekseninde çıkmış, terörle yakınlaşmış, küresel çetelere sırtını dayamış, içeriden operasyon karargâhına dönüşmüştür.

Bu anlamda CHP yöneticilerinin tamamı sorunludur. Türkiye ile görülecek hesapları vardır. Bir tür intikam ruhuyla hareket etmektedirler.


CHP’DEKİ PANİĞİN SEBEBİ NE? “BAYKAL SONRASI CHP PROJESİ” ÇÖKTÜ. KORKULARI BU MU?


Ekrem ve suç örgütünün çökertilmesinden sonra CHP yöneticilerinde de bu yönde panik başladı. Kitleleri sokağa sürerken aslında üstünü örtmeye çalıştıkları bir ayıp, engellemeye çalıştıkları bir çöküş var.

Dünya küreselcilerin gerilemesi, devletlerin güçlenmesi dönemine girdi.

Sadece Ekrem’in suç örgütü değil, CHP’nin yönetim kadrosu da güç kaybeden küreselcilerin oyuncağı haline gelmişti.

Bu yöndeki şımarıklık ve azgınlık bir tarafa, Deniz Baykal’dan sonra CHP’yi dönüştüren, Türkiye karşıtı cepheye sürükleyen kadrolar, ilk kez o projenin de çöktüğünü hissetti. Panik buradan.



ABD, AVRUPA DESTEĞİ YOK. BİRER BİRER DEVRİLİYORLAR.


İşte şimdi o yapı arkasındaki gücü kaybetti. Sadece Ekrem ve suç örgütü değil, CHP yönetimi de arkasındaki ABD/Batı desteğini kaybetti. Çünkü dünya başka bir evreye girdi.

Savunmanın, güvenliğin, devleti güçlendirmenin, devlet ve milletle hesaplaşanları tasfiye etmenin dünyası bu.

Öyleyse daha çok şey değişecek. Yeni dünyaya ayak uyduramayan, eskinin örgütlenme ve liderlik modelleri çökecek, kadroları tasfiye olacak.


EKREM’DEN ERDOĞGAN ÇIKARMAK: TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE DİZ ÇÖKERLER.


Ekrem’den Erdoğan çıkarmak isteyenler diz çözecek!


Ekrem’den bir Erdoğan çıkarmak isteyenlerin büyük hayali suya düştü. Erdoğan yüz yılda bir gelebilecek bir doğal öncüdür.

Ekrem dışarıdan projelendirilen yapay plastik bir oyuncaktır sadece. Böyle bir mukayese bile mümkün değildir. Ama onlar yaptı işte.

Gerçeklikten bu kadar kopuk insanların, kadroların, partilerin Türkiye’nin geleceğinde yeri olmayacaktır. Onlara arka çıkanlarsa gün gelecek, Türkiye’nin önünde diz çökecektir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Görgüsüz, cahil, kibirli, aç gözlü.. Ekrem’in suç imparatorluğu çöktü. Ama CHP iç tehdit haline geldi. “İç operasyon karargâhı” oldu. ABD, Avrupa desteği yok. Birer birer devrilecekler... CHP’deki panik bundan. 25 Mart 2025 | 3.637 Okunma “Ekrem Projesi” çöktü: İBB’deki “Paralel Devlet” çetesi çökertildi. Bu ülke, “Zulüm 1453’te başladı” diyenlere teslim edilmeyecek! Para trafiğinin, sahtekarlığın ötesi var! 20 Mart 2025 | 7.086 Okunma Türkiye için “iç tehdit” sona erdi. Terör ve bölünme dönemi kapatıldı. İsrail o ‘dansöz’ü kullanacak. Erdoğan tekrar seçilince neler olacağını iyi biliyor. 18 Mart 2025 | 2.297 Okunma Suriye-PKK anlaşması: ‘ABD Barışı’ bizim için hep ‘tuzak’ olmuştur! Türkiye’yi durdurma hesapları artık çöktü. Yenildiler. Terör örgütleri ‘bit pazarı’na düşecek. 13 Mart 2025 | 1.901 Okunma PKK’yı vur, Suriye’yi kurtar. Suriye’yi kurtar, İsrail’i vur! “Mezhep silahı” ellerinden alınmalı! ABD arasında büyük kriz patlar mı? 11 Mart 2025 | 1.476 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar
Close menu