Haçlılardan, Moğollardan ne farkın kaldı İran?
AAtlas Okyanusu'ndan Pasifik kıyılarına kadar, yeryüzünün ana eksenini oluşturan Müslüman Ortak Kuşak'ta taş üstüne taş bırakmama kararı vermişler. Her ülke için ayrı planlar, projeler...
AAtlas Okyanusu'ndan Pasifik kıyılarına kadar, yeryüzünün ana eksenini oluşturan Müslüman Ortak Kuşak'ta taş üstüne taş bırakmama kararı vermişler. Her ülke için ayrı planlar, projeler yapmışlar. Hiçbir ülkeyi, hiçbir bölgeyi istisna tutmamışlar.
Derin zaaf alanları belirlemişler, her müdahaleyi bu zaaf alanları üzerinden yürütme planları yapmışlar. Şimdi; etnik çatışmalar, mezhep savaşları üzerinden bütün o geniş coğrafyayı büyük bir yıkıma sürüklüyor, 21. Yüzyıla yayılacak şekilde felaket ve kaos senaryoları uyguluyorlar.
Kimse kendini güvende hissetmesin. Hiçbir ülke ilişkilerine güvenmesin. Hiçbir başkent bu büyük hesabın arkasına gizlenerek kendini koruyacağı, dahası bir takım kazanımlar içine gireceği hesabı yapmasın. Biz bu asırlık müdahalelerin daha ilk evrelerini yaşıyoruz. Biz, ülkelerimizdeki, topraklarımızdaki beyinsizler ve hainler yüzünden felaket üstüne felaket yaşıyoruz.
Bizi kan denizine sürükleyen kim?
Biz, 20. Yüzyıl boyunca hüküm süren ısmarlama rejimlerin tükenmişliğinin, tayin edilmiş siyasi kadroların beceriksizliğinin yol açtığı kan denizinde yüzüyoruz. Biz o yapay sınırların anlamsızlığı, zoraki devletçiklerin ihaneti, toplumsal bağların yıpranmışlığı üzerinde bir hayat bulma, bir fidan büyütme, bir can aralığı keşfetme mücadelesi veriyoruz.
Devletlerin örgütleştiği, siyasi ahlakın yerlerde süründüğü, terör örgütleri üzerinden coğrafyanın talan edildiği, bin yıldır birlikte yaşayanların birbirine boğazlatıldığı, kadim şehirlerimizin harabeye çevrildiği, kafasını kaldıran her ülkenin ağır bir şekilde cezalandırıldığı bir dönemin, bir tarih aralığının, bir talihsizlik çağının insanlarıyız.
Aynı zamanda kahramanlarıyız. Belki bütün bu kötülüklerin ardından, bu dibe vuruşun ardından başlayacak, daha şimdiden işaretlerini ortaya koyan yeni yükseliş çağının, meydan okumanın, derin değişimin kahramanlarıyız.
Haçlılardan, Moğollardan ne farkınız kaldı sizin!
Halep şoku yaşıyoruz. Ülkelerin ahlaken nasıl iflas ettiğinin, Müslüman kimliğinin İslam'ı en çok kullanan ülkeler ve örgütler tarafından nasıl değersizleştirildiğinin, en basit insani hak ve ahlakın nasıl yerle bir edildiğinin şokunu yaşıyoruz.
Kadınların, çocukların nasıl imha edildiğinin, yok edilen, harabeye dönüştürülen bir şehirden çıkışlarına bile izin verilmediğinin, katliamla kutsanan ülkeler ve onlara bağlı örgütler tarafından yaralılara bile merhamet gösterilmediğinin örneklerine tanık oluyoruz.
Kudüs'ü işgal edip bütün Müslümanları kılıçtan geçiren Haçlılardan ne farkınız var? Anadolu'da taş üstünde taş bırakmayan Haçlılardan ve Moğollardan ne farkınız var? Bağdat'ı yakıp yıkan, nehirleri kan nehrine dönüştüren Moğollardan ne farkınız var?
Ebu Gureyb'de esirleri köpeklere parçalattıranlardan, sadece Müslüman olduğu için en ağır aşağılamalara maruz bırakanlardan ne farkınız var? Filistin halkının kanı üzerinde kurulan, kanı ile beslenen İsrail'den ne farkınız var?
Siz kimsiniz, nesiniz, hangi dindensiniz?
Hadi onlar Hristiyan'dı, putperestti, Yahudi'ydi. Hep öyle dediniz, bizden uzak dediniz, düşman dediniz, yabancı dediniz, istilacı deniniz, bize öyle öğrettiniz.
Peki siz kimsiniz, siz nesiniz? Halep'te sizi nereye koyacağız sizi? Hangi medeniyete, hangi dine, hangi kültüre sığdıracağız sizi?
Hadi bu bir savaş diyelim. Muhalifler yenildi, diyelim. Halep'i ele geçirdiniz, diyelim. Ne yani herkesi kılıçtan mı geçireceksiniz, kurşuna mı dizeceksiniz, toptan imha mı edeceksiniz? Ne istiyorsunuz? Bu, harabeye çevirdiğiniz şehirde hiç mi canlı bırakmayacaksınız? Kadınların çıkışına, çocukların çıkışına engel oluyorsunuz, ambulanslara, yaralı taşıyan araçlara saldırıyorsunuz.
Siz söyleyin, biz size ne diyelim?