Kuluçkaya yatan kimliksiz, kişiliksiz, karaktersizler.. Küçük oyuncular, küçük adamlar! Sizi biliyoruz…
Türkiye artık büyük oyuncudur. Ne dar anlamda bir ulus devlet, ne Anadolu’ya sığacak kadar bir coğrafyadır. Ne bir cephe ülkesi, ne Avrupa Birliği’nin sınırlarını koruyan güçtür. Ne iç...
Türkiye artık büyük oyuncudur. Ne dar anlamda bir ulus devlet, ne Anadolu’ya sığacak kadar bir coğrafyadır. Ne bir cephe ülkesi, ne Avrupa Birliği’nin sınırlarını koruyan güçtür. Ne iç politikası dışarıdan dizayn edilen ülke ne de Batı başkentlerinde estirilen rüzgârlarla savrulan bir devlettir. Milletimiz artık bu büyük oyunu yeryüzünün her köşesine taşıyacaktır.
Avrupalı oluşumuz da, Asyalı oluşumuz da, kendi coğrafyamıza aidiyetimiz de, geleceğin dünyasında nerede duracağımız da artık kendi tanımlarımıza göredir. AB şemsiyesine sığamayacak kadar büyük, ABD ile tek yanlı bağımlılık ilişkisine sıkıştırılamayacak kadar hareketli, Asya’da yükselen yeni ittifak halkalarına mutlak bağlılık hissetmeyecek kadar kendine özgü bir durum vardır. Çünkü küresel sahnede, 21. yüzyıl dünyasında artık yeni bir ülke vardır. Bu ülke hiçbir zaman 20. yüzyıla geri dönmeyecektir.
“Hastalık” bulaşanları uyandırmak, sarsmak..
“Türkiye’nin kendisi bir eksendir” derken, “Türkiye’nin kendisi bir coğrafyadır” derken, “Türkiye üç kıtaya yayılan bir millettir” derken, bir devasa yükseliş tarihinin başlangıcına vurgu yaparken, coşkuyu ve cesareti alkışlarken, liderliği ve gelecek hesaplarını tarihsel bir yükseliş olarak nitelerken, “hastalık” bulaşmış olanları uyandırma, gerçeğe çağırma, sarsma amacı güdüyoruz.
15 Temmuz nasıl Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelen en ağır saldırıysa, milletimizin o geceki direnişi nasıl çokuluslu cepheyi darmadağın ettiyse, 24 Haziran da artık bu tür saldırılarla Türkiye’nin durdurulamayacağının dünyaya ilanıdır. Her ülke, her devlet bunu kabul edecektir, etmek zorunda kalacaktır.
Biz değil onlar teslim olacak, tek tek, sıra sıra gelecekler