Savaşı İslâm’ın kalbine taşıyorlar: Hep birlikte karşı durmak zorundayız!
İsrail her an Güney Lübnan’a saldırabilir. Suudi Arabistan aynı anda Yemen’e girebilir. İran, hesap bozucu biçimde, İsrail saldırmaya fırsat bulamadan Hizbullah’ı İsrail üzerine salabilir. S. Arabistan ve...
İsrail her an Güney Lübnan’a saldırabilir. Suudi Arabistan aynı anda Yemen’e girebilir. İran, hesap bozucu biçimde, İsrail saldırmaya fırsat bulamadan Hizbullah’ı İsrail üzerine salabilir. S. Arabistan ve İsrail ile paralel biçimde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Katar’ı taciz edebilir.
İşte bunlar olduğunda ya da olurken Tahran doğrudan Dubai’yi vurabilir. İşte bütün bunlar olduğunda, bir süre sonra Irak’ın bir kez daha Kuveyt’i işgali bile gündeme gelebilir. İsrail aynı zamanda Suriye’nin Golan bölgesini işgal edebilir.
Savaş; Kızıldeniz çevresinden Basra Körfezi’ne kadar birçok cepheye aynı anda yayılabilir. Batı’da Lübnan, Güney’de Yemen, Doğu’da Katar ve BAE olmak üzere, Riyad’da doludizgin tasfiye yapan yeni kadro, üç cepheden ateşler içinde kalabilir. S. Arabistan yarımadasının çevresi büyük bir yangına dönüşebilir.
Çok büyük bir oyun kuruldu
Çok büyük bir oyun tezgâhlandı ve sahneye sürüldü. Çok üzüntü verici, endişe verici bir tablo ile karşı karşıyayız. Oyun kuruldu ve bölgedeki aktörlere, yerel güçlere rolleri dağıtıldı. Riyad’da saat kuruldu. Siz hâlâ S. Arabistan’da olanları yolsuzluk zannedin, taht kavgası zannedin, para kavgası zannedin.
Siz hâlâ Veliaht Prens Muhammed Selman’ın eski kadroları tasfiye edip genç bir Suudi eliti oluşturmaya çalıştığını zannedin. Siz hâlâ bunu gözaltına alınanların yüz milyarlarca dolarlık varlıklarını ele geçirmeyle sınırlı bir şey zannedin.