Siyasetten sonra ekonomide de “Türkiye duruşu” inşa ediliyor..
Türkiye, ekonomide büyük bir çıkışa mı hazırlanıyor? Faizlerin düşürülmesi, enflasyonun düşürülmesi, dövizin düşürülmesi yeni bir ekonomik modellemenin ilk aşaması mı?
Türkiye, siyasi dönüşümden, kendi siyasi aklını oluşturmadan sonra ekonomi alanında “yeni bir duruş”a mı hazırlanıyor?
Bunun içerideki siyasi hesapları, dışarıdaki güç haritasını, ülkemize yönelik müdahale girişimlerini, geleceğe dönük hesaplarımızı nasıl etkileyeceğini tartışmalıyız. Sadece ekonomiyi düzeltme değil aynı zamanda güçlü bir siyasi çıkış olma özelliğine bakmalıyız. Kimlerin hesapları ellerinde patlayacak, takip etmeliyiz.
HER EKONOMİK KRİZ BİR DIŞ MÜDAHALEDİR
Her ülke için ekonomik kriz, çok ciddi iç siyasi karmaşadır.
İç iktidar aygıtların yer değiştirmesidir. Öyle bir durumda hiçbir siyasi tez, hiçbir siyasi yapı tutunamaz, krizin yıkıcı etkisinin önüne geçemez.
İktidarlara karşı, o ülkenin duruşuna karşı, siyasi ve milli tezlerine karşıen etkili silah ekonomik kriz silahıdır. Çoğu zaman o ülkeler, içerideki siyasi hesaplarla küresel ölçekte müdahalelerin dayanışması ile diz çöktürülür, ekonomik krizlerle kontrol altına alınır.
Türkiye, on beş yıl öncesine kadar, her on yılda bir ekonomik krizlerle vurulmuştur. Her kriz aslında bir dış müdahale olmuş, her kriz bir çeşit darbe niyetiyle planlanmıştır.