Skandal beklediler, olmadı. AB ile dövenler şimdi ABD silahı ile vuruyor.
Erdoğan ile Trump arasındaki son zirvede bir kez daha gördük..
İçeride bir cephe, bir zihni kararmış, basireti bağlanmış kitle, eski siyasi alışkanlıkları yeniden diriltmeye çalışan bir ittifak halkası, buldukları her fırsatta, her tür silahla, kendi ülkesini dövmeye, vurmaya, küçük düşürmeye devam ediyor.
Türkiye’ye yabancı ne varsa, zarar veren ne varsa yakın durmaktan, onlarla ortaklık kurmaktan çekinmiyor. Hatta onlara “bizimle çalışan” diye çağrılar yapıyor. Siyasi ahlak, ilke, vatanseverlik, tarihi hafıza, kimlik, değer hiçbir şey onların bu dürtüsünün önüne geçemiyor.
HİÇBİR ÜLKEDE HİÇ BİR SİYASİ ÇEVRE ÜLKESİNİ BU ÖLÇEKTE UCUZLATMADI.
Ellerindeki bütün imkanları bu alana istif ediyorlar. Bütün güç ve kabiliyetlerini başkalarının hesabına servis ediyorlar. Ülkemizin gücünü artırmaya, refahını artırmaya, kimliğini güçlendirmeye, toplumsal barışa güç vermeye, yüzyılların iddialarına su vermeye dönük her girişimi değersizleştiriyorlar. Bunun için siyasi dili, toplumsal körleşmeyi, zihinsel operasyonları kullanıyorlar.
Hiçbir ülkede hiç bir siyasi hareket ya da çevre, kendi ülkesini bu denli ucuzlatmaya çalışmamıştır. Onların oluşturduğu şemsiye altına gizlenen, kimliği belirsiz organizasyonları üzerinden kendi ülkesiyle alay eden yapılar var.