“Son kale” PKK’ya tutunmak
İran'ın Batı ile anlaşması, 1979 devriminden bu yana Tahran yönetimi için en köklü değişimdir. Devrim sona ermiştir, emperyal İran başlamıştır, Fars milliyetçiliği bundan sonra...
İran'ın Batı ile anlaşması, 1979 devriminden bu yana Tahran yönetimi için en köklü değişimdir. Devrim sona ermiştir, emperyal İran başlamıştır, Fars milliyetçiliği bundan sonra alabildiğine tırmanacaktır. Bu, ABD'de başlayan, Avrupa kıyılarına yayılan ve hızla kıtanın içlerine doğru genişleyen yeni milliyetçidalga ile doğru orantılıdır. Aynı zamanda İran'ın Atlantikçiçevrelerce bir şekilde vesayet altına alınması, sistem içine çekilmesi, Fars ateşini söndürme girişimidir.
Ama bu durumun tam tersi sonuçlar doğurma ihtimali de oldukça güçlüdür. Otuz beş yıldır devam eden çatışmayı sona erdirmekİran'ı rahatlatacak, bu çatışmada harcadığı enerjiyi alabildiğine yayılma amaçlı kullanmasının kapılarını açacaktır. Yemen'e müdahale edip Kızıldeniz'e açılma, aynı zamanda S. Arabistan'ı çevrelemestratejisi, İran'ın bundan neler yapacağına dair somut işaretler içermektedir.
İran-Batı anlaşması yeni cepheler açacak
Avrupalı ve Türk şirketler kısa süreli kar hesapları yapadursun, İran pazarına ilişkin atılımlara girişedursun Afganistan'dan Lübnan'a, Suriye'den Yemen'e kadarki geniş coğrafyada İran'ın daha dayayılma, hırçınlaşma, agresifleşme hamlelerini izleyeceğiz.
Dolayısıyla İran-Batı anlaşması hem İran için, hem Batı için ama özellikle bölgenin güç haritası için radikal değişikliklere neden olacak, belki bölgede yeni cepheler açacak, belki de İran içinde cepheleşmeleri tetikleyecektir.