Türkiye İsrail’le savaşı göze alır. Ama İsrail bunu asla yapamaz! Önce Şam sonra Kudüs. Bence İsrail korkmalı! Bütün dünya “Olağanüstü Meşru Müdahale”nin ilk örneğini gördü.

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/tracNicholas Epley, ‘Aklıselim’ isimli kitabında şöyle sallantılı bir gerçeklik kuruyor: “Nehrin bir tarafında duran bir adam karşı taraftaki adama, ‘Hey...

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac

Nicholas Epley, ‘Aklıselim’ isimli kitabında şöyle sallantılı bir gerçeklik kuruyor: “Nehrin bir tarafında duran bir adam karşı taraftaki adama, ‘Hey, nehrin karşısına nasıl geçerim?’ diye bağırır. Diğer adam, ‘Sen zaten nehrin karşı tarafındasın’ diye cevap verir.”

Hayatın içindeki her durumda, yaşadığımız her hadisede böyle bir ikilemle imtihan ediliyoruz. Bir kendi durduğumuz yer var, bir de onun karşı tarafı… Bulunduğumuz yer bizim gerçekliğimiz, o gerçeklikten bir ‘karşı taraf’ inşa ediyoruz. Kendimizi haklılardan görüyorsak, bize benzemeyenler haksız oluyor, biz iyiysek onlar kötü… Doğruyu biz biliyorsak, karşı taraf otomatikman yanlış… Biz bilgiliysek, onlar cahil… Biz seçkinsek, karşıdakiler ayak takımı, pislik ya da ikinci sınıf… Bunun tersi de mümkün tabii; kendi olumsuzluklarını, olumlu her şeyi karşı tarafta konumlandırarak mahkum edenler, kendi çirkinlik sanısından çıkarak karşı tarafın güzelliğini kutsamaya varanlar da var. Karşı taraf ile ilgili olumlu ya da olumsuz kanaatlerimiz, aslında kendimizle ilgili idrakimizin otomatik sonucu oluyor çoğu zaman. Demek işin belirleyici kısmı, kendimizle ilgili düşünce ve kanaatlerimiz oluyor.

Aynı kitapta, Nicholas Epley’in bu varış noktamızı destekleyen, “Kendinizle ilgili mevcut gerçekleri bilmediğinizde, bilinciniz ikna edici bir hikayeyi bir araya getirir” şeklinde bir cümlesi de var. Yani bizler eğer kendimizle ilgili doğru kanaat, tahlil, tespit ve hükümlere sahip değilsek, bu muhasebeyi doğru biçimde gerçekleştirmemişsek, bilincimiz bizim yerimize mevcut malzeme üzerinden boşlukları dolduruyor. Mevcut malzeme gerçeklerle ne kadar uyumluysa o kadar uyumlu, değilse bir o kadar uyumsuz!

Bugünün insanları, bir ihtilaf beklenmeyecek nitelikteki meseleler de dahil olmak üzere hemen her konuda iki ayrı ‘karşı’da konumlanabiliyor. Bizim toplumumuzda özellikle böyle bu. Herkes kendi konumunu doğru, kendi konumunun karşısına düşenleri de yanlış kabul ettiğinden tartışmaların makul neticelere bağlanması kabil olmuyor. Kemikleşmiş önyargılar, analitik kabiliyetleri yok ediyor. Hiç kimse önyargılarından taviz verip yerine aklıselimi koyamadığından keçilerin hiçbiri köprüden geçemiyor, köprünün üstünde tokuşup duruyorlar.

Mutlaka her meselenin bir doğrusu, bir yanlışı var. Ancak çoğu zaman doğru ve yanlış, bizim sandığımızdan daha muğlak, daha anlaşılması zor olabiliyor. Üstelik hemen her meselede kafa karışıklığı, saptırma, manipülasyon, algı oluşturma peşinde sayısız unsur yolumuzun üstünde faaliyet halinde… Yapılacak tek şey var; acele etmeyip, kendimizi kafadan haklı görmeyip, bilgiye ulaşmaya, hakkaniyetli bakmaya, menfaatimize olmasa da doğruyu aramaya çalışmak gerekiyor. Yani aklıselimi devreye sokmak gerekiyor. Bunun yolu en başta önyargıları, hazır cevapları, klişe yaklaşımları ve dış saiklerin kışkırtmasıyla ortaya çıkan zihin tuzaklarını devre dışı bırakabilmekten geçiyor. Bunu yapabilirsek; meseleleri yalın haliyle görmeye, anlamaya, gerektiğinde doğruları kendimize karşı savunmaya çalışmak için zihnimizde hararetlerin boğuculuğundan ari bir serin bölge oluşturabiliriz. Kemikleşmiş yargıların, fesata ve hasete varan nefsi birikimlerin, aidiyet görünümlü tutuculukların, basiret noksanlıklarının zihinlerimizi kireçlendirmesini önlemenin önyargılarından temizlenmiş bir zihinle ve lekesiz bir samimiyetle hakkaniyeti aramak dışında bir çaresi yok.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
466 gün.. “Müslüman soykırımı”, kimsesizlerin mucizesi. Şimdi ateşkes: Gazze’de barbarlığın tarihi yazıldı. Bir de; sabrın ve yiğitliğin! 16 Ocak 2025 | 1.010 Okunma ‘Türk-İsrail savaşı’ mı? İsrail neden panikledi? 11 Eylül benzeri bir çılgınlık deneyebilir. Bu sefer yok oluşu başlar. Evet, Türkiye korkutucudur! 14 Ocak 2025 | 4.853 Okunma “Patron devletler”, bölgesel süper güçler dönemi başladı. Trump ülkeleri “ilhak” ediyor. Avrupa’da bile haritalar değişir. Türkiye elini çabuk tutmalı. 09 Ocak 2025 | 2.521 Okunma İsrail PKK/YPG’yi “kurtarmak” için Şam’a saldırabilir. Dikkatimiz oraya döner Fırat’ın doğusu kurtulur! Öyleyse acele edilmeli. 07 Ocak 2025 | 1.523 Okunma Haritalar çarpışırken… 11 Eylül’den Fırat’ın doğusuna. Yeryüzü Tiranlığı projesi çöktü. Onların haritaları çöp olacak. Cesur insanların tarihi başladı. 03 Ocak 2025 | 1.126 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar