13 yıl önce 13 yıl sonra
Hep uçlarda dolaşıyoruz toplum olarak. Eski tabirle ya ifrat ya tefrit. Baktığımızda ya siyah görüyoruz ya beyaz. Aydınlarımız da öyle… Gri tonlarda buluşamıyoruz. Görüyorsunuz: Suriye iç...
Hep uçlarda dolaşıyoruz toplum olarak. Eski tabirle ya ifrat ya tefrit. Baktığımızda ya siyah görüyoruz ya beyaz. Aydınlarımız da öyle… Gri tonlarda buluşamıyoruz. Görüyorsunuz: Suriye iç savaşı gibi bir konuda bile iki uçta duruyoruz hepimiz. Esadçı, İrancı gibi sıfatlarla anılıyor bir taraf, öbür taraf emperyalizmin işbirlikçisi ilan ediliyor.
Oysa yalnızca iki farkı yaklaşım, iki ayrı değerlendirme var ortada. Hainlik, düşmanlık falan yok. İki farklı bakış açısı var. Bir de bu ikisinin ortası var. Çünkü her iki karşıt yaklaşımın da kendince haklı olduğu yanlar olabilir. Farklı yaklaşımlar hainlik, işbirlikçilik, uşaklık olmak zorunda değil.
Türkiye’nin 2011 hengamesinde Suriye iç savaşına müdahil olma şeklinin hatalı olduğunu düşünenlerdendim. O zaman bu görüşümü çeşitli vesilelerle yazdım, söyledim. Bir kesim bu yüzden beni -ve benim gibi düşünen başka kimi arkadaşları- “Suriye Devrimine” düşmanlık etmekle suçladı. Hatta hükümete bizlerin yazı yazmamızı engellemesi için çağrı yapanlar bile oldu.
Aslında o günkü hükümet de başlangıçta bizden çok farklı düşünmüyordu. Söz gelimi dönemin Dışişleri Bakanı...