AK Parti aslında ne kaybetti?
31 Mart yerel seçimlerinin detaylı analiz gerektiren birçok önemli unsuru var ama bu aşamada seçim sonuçlarının ortaya koyduğu tabloyu ayrıntılarda boğulmadan ana hatlarıyla değerlendirmek lazım.
Evvelemirde gördüğümüz husus “halkın mesajında” merkezi iktidarın değişmesine yönelik bir talebin söz konusu olmadığıdır. Ülke genelinde iktidar ortaklarının aldığı toplam oyun tercümesi bu. Zaten daha bir yıldan az bir süre önce seçilmiş bir iktidarın bu kadar kısa zaman içinde halktaki desteğini kaybetmesi fazla dramatik bir gelişme olurdu.
Ne var ki öncelikle İstanbul ve Ankara’daki sonuçlar mevcut iktidarın hem geleceği açısından hem de işleyiş tarzı bakımından ciddi etkiler doğurabilecek ölçüde önemli görünüyor. Zira çeyrek asırdan bu yana aynı kadroların elinde olan iki büyük şehrin yönetiminin kaybedilmiş olmasından bahsediyoruz. Biri Türkiye’nin iktisadi, kültürel ve entelektüel kalbi, öbürü başkent ve ikinci büyük merkez.
Dolayısıyla AK Parti’nin Türkiye genelindeki oylarını korumuş olması, beka konusunda toplumu ikna etmiş olması veya ülkenin her yerinde var olabilen yegâne parti konumunu kaybetmemesi politik olarak önemli başarılar elbette. (Bu arada iktidar partisinin güneydoğudaki oylarını kayda değer seviyede artırmış olması da ciddi bir başarı ve ayrıca bu bölgedeki vatandaşlarımızın “kimlik siyaseti” prangasını kırma eğiliminde oluşlarını göstermesi bakımından hepimiz adına memnuniyet verici bir gelişme.)