Amerika'nın Zekeriya Öz'ü
Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı’nın dışında kalma siyaseti doğru ve isabetli bir karara dayanıyordu. Hem savaş yorgunu bir ülkenin yeni bir gaileyi yüklenecek ekonomik ve toplumsal gücü yoktu o sırada...
Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı’nın dışında kalma siyaseti doğru ve isabetli bir karara dayanıyordu. Hem savaş yorgunu bir ülkenin yeni bir gaileyi yüklenecek ekonomik ve toplumsal gücü yoktu o sırada, hem de zaten ödenecek bedelin karşılığını alabilme ihtimali söz konusu değildi. Ancak savaşın dışında kalmanın riski kazanacak tarafın hışmına uğramaktı. Bu anlamda bir yandan İngilizler bir yandan Almanlar ciddi bir baskı oluşturmuşlar, Ankara’ya tehdit üstüne tehdit savuruyorlardı. “Bizim yanımızda değilsen düşmanımızsın” diyerek… *** Ankara uzunca bir süre her iki tarafı da idare etti. Tafsilatını biliyorsunuz. Sonra savaşın akıbeti belli olmaya başlayınca durum değişti. Hükümet vitrinindeki “Alman taraftarı” diye bilinen bazı isimler görevden alındı. Keza 3 Mayıs 1944’te Türkçü-Turancı gruba karşı başlatılan operasyon, genel kabul gören açıklamaya göre, Alman yenilgisinin artık kesinleştiği görülünce Ankara’nın Anglo-Saksonlara gönderdiği bir mesajdı.