İktidar da biliyor destekçileri de biliyor, seçmeni de biliyor
AK Parti’nin kendinden önceki dönemleri “Eski Türkiye” olarak andığı ilk on yıldan sonraki ikinci on yılda “Eski Türkiye”nin bütün olumsuzluklarını yavaş yavaş dirilttiğini...
AK Parti’nin kendinden önceki dönemleri “Eski Türkiye” olarak andığı ilk on yıldan sonraki ikinci on yılda “Eski Türkiye”nin bütün olumsuzluklarını yavaş yavaş dirilttiğini anlatmıştım perşembe yazısında. Buna mukabil ana muhalefet partisinin ise aynı süreçte tam aksi istikamette bir değişim ve dönüşüm içine girdiğini de hatırlatmıştım.
O yazıda bir şeyi eksik bıraktığımı fark eden oldu mu bilmiyorum: Türkiye’de değişen yalnızca siyasetin tarzı, dili veya yönü değil. Toplum da büyük ölçüde değişti. Toplumsal yapı değişti. Toplumsal yapının dönüşümüyle siyasi değerlerin dönüşümü birbirini besleyen iki paralel gelişme çizgisi oluşturdu.
Mesela geçen on yıl içinde kimileri fakir düştü, kimileri varlığa kavuştu. Varlığa kavuşanlar küçük bir azınlıkken yoksul düşenler toplumun geri kalanı!
Şöyle anlatayım: Türkiye’de kişi başına milli gelir AK Parti iktidara geldiğinde 3 bin 608 dolardı, bu rakam 2013 yılına kadar (ilk on yıl boyunca) adım adım artarak 12 bin 582 dolara ulaştı. Ancak 2014’ten sonra bu ivme sürekli aşağıya doğru gitmeye başladı. 2022’de kişi başına milli gelir TÜİK’e göre bile hâlâ on bin doların...