Mezhepçilik ateşine benzin değil su dökülmeli
Geçen akşam, tv’de zap yaparken rastladım, TRT-2’de “Belfast” filmi vardı. Kendisi de Belfastlı olan muhteşem oyuncu Kenneth Branagh’ın yazıp yönettiği film benim son dönemde izlediğim en iyi beyaz perde...
Geçen akşam, tv’de zap yaparken rastladım, TRT-2’de “Belfast” filmi vardı. Kendisi de Belfastlı olan muhteşem oyuncu Kenneth Branagh’ın yazıp yönettiği film benim son dönemde izlediğim en iyi beyaz perde yapımlarından biri. 1960’ların İrlanda’sında Protestanlar ile Katolikler arasında yaşanan mezhep çatışmasının sıradan insanların hayatı üzerindeki korkunç etkilerini küçük bir çocuğun gözünden anlatıyor film.
Filmin konusu gerçekten yaşanmış olaylara dayanıyor. Branagh’ın da çocukluğunun geçtiği zamanlarda ve mekanlarda geçiyor olaylar. İrlanda’nın güneyinde nüfus bakımından azınlık durumundaki Protestanlara karşı Katoliklerce yapılanların öfkesiyle Belfast’ta azınlık halde bulunan Katoliklere yöneltilen Protestan şiddeti…
Daima her birinin kendince bir bahanesi vardır bu tür kitlesel şiddet olaylarının zaten… Dahası, bunlar gerçekte var olmayan karşıtlıkların yapay biçimde üretilmesiyle gerçekleşen hadiseler değil. Toplumsal kesimler arasındaki kültürel farklılıklar veya dini ayrışmalar karşılıklı güven eksikliği doğuracak hale gelince ortaya fiili çatışmalar çıkabiliyor. Bu son aşama ise genellikle her iki tarafın dışında bir üçüncü dinamiğin...