Muhafazakârlığımız da bu kadar!
Herhalde görmüşsünüzdür, geçtiğimiz hafta “Tercüman gazetesinin ikonik binası yıkıldı” diye haberler çıktı. “İstanbul’un ikonik yapılarından, basın tarihinin...
Herhalde görmüşsünüzdür, geçtiğimiz hafta “Tercüman gazetesinin ikonik binası yıkıldı” diye haberler çıktı. “İstanbul’un ikonik yapılarından, basın tarihinin simgelerinden, şehrin hafıza nesnelerinden” biri, yerine otel ve rezidans yapılmak üzere, yıkıldı. Üstelik mimari değeri itibarıyla da korunması gereken bir eserdi Tercüman binası.
Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde tahayyül edilemeyecek bir olay bu. Bir şehrin böylesine önemli bir değeri bu kadar kolay gözden çıkarılmaz, bizdeki gibi çöp misali süpürülüp atılmaz. Olmaz ya, farzımuhal böyle bir şey yapılmaya kalkışılsa bütün toplum ayağa fırlar, yer yerinden oynar, asla buna izin verilmez.
Oysa bizde böyle şeylerin hiç anlamı yoktur. Eskisini yıkarsın, yenisini yaparsın. Yeni olan kıymetlidir, eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı deriz. Nitekim geçen hafta Tercüman gazetesi binası yerle bir edilirken -Mimarlar Odasının yaptığı yazılı açıklama dışında- tek bir tepki duyulmadı. Zaten öncesinde haberimiz de olmadı bu teşebbüsten. Olsaydı bir şey değişir miydi, bilinmez tabii.
Mimarlar Odasının açıklamasından öğrendiğimize göre, söz konusu bina 2010’da Kültür...