Peki, kime oy verelim?

Ülkemizde bugünkü anlamda seçim sandığının tarihi çok eski sayılmaz. 19. yüzyıl başında (1830’lu yıllarda) yerel yönetimlerin belirlenmesi için oy sandığı kurulmasıyla...

Ülkemizde bugünkü anlamda seçim sandığının tarihi çok eski sayılmaz. 19. yüzyıl başında (1830’lu yıllarda) yerel yönetimlerin belirlenmesi için oy sandığı kurulmasıyla başlıyor. Demek ki çok yeni de sayılmaz sandıkla tanışıklığımız. İki asra yakın bir süredir sandıktan çıkan sonuçlar toplumu meşgul eden bir konu olmakla kalmıyor entelektüel bir problemin de kaynağını oluşturuyor. Aslında parlamenter demokrasinin yürürlükte olduğu her yerde başından beri kafaları az çok meşgul eden problem bu. Bugün artık önemi azalmış görünse de büsbütün ortadan kalkmamış bir problem. Bir problem, iki soru… Zihinlerdeki “doğru kişileri seçiyor muyuz” sorusu ve bununla bağlantılı “doğru kişiler seçiyor mu” sorusu… Yani, seçimli demokrasinin bir yöntem olarak toplumsal düzenin sağlıklı işleyişini temin edip edemediği meselesi… Yani, bu yöntemle yönetme yetkisini vermek üzere en doğru kişileri belirleyebiliyor muyuz? Şehir demokrasilerinin en erken örneklerine sahip olan eski Helenler de aslında bu konuda kuşku içindeydiler. O devrin filozoflarının arayışlarından bunu çıkarıyoruz. Bu bağlamda Platon toplumu yönetmenin bilge kişilerin işi olması gerektiğini düşünüyordu.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
‘Farklı görüşte olmak’la ‘düşman olma’nın sınırı 21 Kasım 2024 | 204 Okunma Kleopatra’nın burnu daha kısa olsaydı 16 Kasım 2024 | 148 Okunma Erdoğan nasıl aday olacak 12 Kasım 2024 | 487 Okunma Bahçeli, Erdoğan’ın taşlarıyla mı satranç oynuyor? 07 Kasım 2024 | 1.389 Okunma Yanıltıcı bilgileri alenen yaymak 05 Kasım 2024 | 158 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar