PKK’nın güvendiği dağlarda kar var
Trump’ın ABD askeri varlığını Suriye’den çekme kararının arka planı ve gerekçeleri daha çok tartışılacak gibi görünüyor. Ancak konunun tartışma götürmeyen yanı...
Trump’ın ABD askeri varlığını Suriye’den çekme kararının arka planı ve gerekçeleri daha çok tartışılacak gibi görünüyor. Ancak konunun tartışma götürmeyen yanı Suriye’de hatta Ortadoğu’da yeni bir sürecin başlamış olduğu gerçeği. Bugünden sonra bölge aktörlerinin birçok alanda tutumlarını yeniden belirlemelerini gerektiren ciddi bir zemin değişikliği gerçekleşiyor çünkü… Daha önce Bush yönetiminin müdahaleci dış politika anlayışının yol açtığı sıkıntılardan ülkesini kurtarma vaadiyle iktidar gelen Obama ABD’nin stratejik önceliğinin Ortadoğu yerine Asya-Pasifik havzası olarak belirlendiğini deklare etmişti. (Bu bakış açısına bugünkü Başkan Trump’ın çok daha yakın olduğunu biliyoruz. ) Ama sonra birtakım siyasi mecburiyetler hasıl olduğu için Obama yönetimi IŞİD’in yol açtığı bölgesel krize müdahale etme gerekçesiyle oluşturulan uluslararası koalisyon çatısı altında Suriye’ye asker gönderdi. IŞİD’le mücadele koalisyonu içinde “yerel güç” olarak “PKK’nın Suriye kolu” olan YPG/PYD örgütüne yer verilmesi Türkiye’de eskiden beri kuşku ve kaygı oluşturan “ABD’nin Kürt devleti projesi”nin hayata geçirilme girişimi olarak algılandı. IŞİD’den boşalacak alanı PKK’nın doldurmasına yönelik bir oyun olarak gördü Ankara bu girişimi. Sadece Ankara’nın algısı veya kuşkusu değil, anlaşılan Kandil’in gelişmeleri değerlendirmesi ve beklentisi de bu merkezdeydi. Nitekim, o günlerde PKK “İkinci Çözüm Süreci”nin başlangıcında ilan ettiği ateşkesi bitirip terör eylemlerini yeniden başlattı. Çözüm sürecinin sağladığı kazanımları berhava etme pahasına… Bu yolla ne devlete taleplerini kabul ettirebilmesinin ne de ülkede veya bölgede kurguladığı siyasi hesapların önünün açılması mümkün olmadığı halde… *** Bu yaklaşım Ortadoğu’da yeniden şekillenmekte olduğu düşünülen politik dengelerle ve özellikle Kuzey Suriye’de ortaya çıkan şartların yıllardır rüyası görülen bir Kürt devleti kurulmasını mümkün hale getirdiği “analiz”ine dayanıyordu… Ama PKK ve müttefiklerinin yalnızca Suriye’de oluşan karmaşada belirli bir arazi üzerinde “ekolojik, feminist, komünal ve kantonal Kürt devleti” projelerini hayata geçirme fırsatı bulduklarını varsayarak çözüm sürecinin kazanımlarından vazgeçtiklerini düşünmek yeterli görünmüyor.