Şeriatta uzlaşma tarikatta bağdaşma
Birkaç haftadır “Cumartesi Yazıları”nda tartışmaya çalıştığımız -ve bugünkü Türk toplumundaki din anlayışının tarihteki köklerini bulmayı umduğumuz- Selçuklu ve Osmanlı devletlerinin mezhep politikaları konusunda söylediklerimiz özetle şuydu:
Osmanlı toplumunda ismen Maturidi esasen Eşari anlayışa uygun bir din anlayışının egemenliğini, asırlar önce İran Selçukluları döneminde iki mezhep mensupları arasında yaşanan büyük çatışmanın ve bilahare sağlanan “Büyük Uzlaşma”nın ışığı altında yorumlamakta fayda görünüyor.
Hem hanedan üyeleri hem de özellikle ordu mensupları Hanefi-Maturidi kimliğine sahip olan Selçukluların, Memlukların ve Zengilerin yönettikleri halkın çoğunluğunun benimsediği din yorumlarını da dikkate almak mecburiyetiyle medrese müfredatında ve yargıda Şafi-Eşari anlayışın egemen olması tercih etmeleri… Sözkonusu coğrafyalarda özellikle Şia mensubu yönetimlere karşı sürdürülen hakimiyet mücadelesi karşısında Şii olmayan Müslüman unsurların birlikteliğinin sağlanması gereği…