Sürüye uymayan ‘yüzde 25’ fena bir oran değil
İstanbul’da Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı seçimin YSK tarafından iptal edilmesi üzerine burada yazdığım bir yazıda “AK Parti mahallesinde” bu haksızlığa...
İstanbul’da Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı seçimin YSK tarafından iptal edilmesi üzerine burada yazdığım bir yazıda “AK Parti mahallesinde” bu haksızlığa karşı gösterilen iki türlü tepkiden söz etmiştim. Yapılan işlemi onaylayanlardan bir bölümü seçimde hile hurda olduğuna samimiyetle inanıyordu. Bir bölümü ise tabiri caizse “dosyanın içeriğini” pek umursamıyor, meseleyi “bizim mahalle” ile “öbür mahalle” arasında öteden beri devam edegelen kavganın safhalarından biri olarak görüyordu. Bunlar “Her ne olursa olsun mahallemizin çocuğunun yanıdır bizim yerimiz” diyorlardı. “Bizim çocuğun” haklı ya da haksız olmasının önemi yoktu… Hatta hak, hukuk, adalet vs. diyen “mahalledaş”larına da tepkililerdi. Diyorlardı ki “Ne çabuk unuttunuz bunların bize yaptıklarını…” Ve ekliyorlardı: “367 kararını, kapatma davasını vs. destekleyenlerle aynı safta mı yer alacağız!”
Bize yapılanlara yanlış olduğuna...