Tek millet, çok kültür
Geçen gün bir arkadaşım şikâyet ediyordu: “Türk milli takımının Fransa karşısında gerçekten güzel oyunuyla aldığı galibiyetin ardından insanların sokaklara çıkıp kutlama yapmalarını bekledim ama elime bayrak alıp çıktığım sokakta yalnız başıma kaldım. . . ”
Gerçekten de uzun zamandır hasret olduğumuz başarılı ve keyifli bir oyun oynadı milli takımımız ama sokaklara çıkıp kutlanacak derecede önemli bir maç mıydı oynanan, tartışılır elbette. Gelgelelim bu ölçekte bir başarıyı milli takım değil de sözgelimi Fenerbahçe, Galatasaray veya Trabzon, Malatya gibi takımlar elde etmiş olsa taraftarlarının hiç olmazsa bir bölümünün sokaklara çıkacaklarından hiç kimsenin kuşkusu yoktur herhalde.
Demek ki ülkemizi, yani hepimizi, temsil eden takım yalnızca bir bölümümüzü temsil eden takımlar kadar destek bulamıyor bizlerden. Aynı şeyi siyasi parti taraftarlığında da gözlemleyebiliriz, etnik kimlik aidiyetinde de… Keza tarikat, cemaat, mezhep gibi kısmî alanlarda geçerli “alt kimlik”lerimiz de toplum hayatının bütününde geçerliği olan “üst kimlik”lerden daha baskın durumda.