Trump sözünü tutacak mı?
ABD’nin çiçeği burnunda Başkanı hem kendi ülkesi hem de bütün dünya için şaşkınlık konusu olmaya devam ediyor. O kadar değişik bir figür ki dünyanın en büyük gücünü...
ABD’nin çiçeği burnunda Başkanı hem kendi ülkesi hem de bütün dünya için şaşkınlık konusu olmaya devam ediyor. O kadar değişik bir figür ki dünyanın en büyük gücünü yöneteceği fikrine hala alışılamadı. Trump’ın farklılığı esas itibarıyla Amerikan kurulu düzeninin teamüllerini ve tercihlerini kaale almadan ABD devletini yönetmeye eğilimli görünmesinden.
Bardağın dolu tarafını görme yanlısı iyimserler yeni ABD Başkanı’nın seçim kampanyası sırasında verdiği sözleri tutmasının gerekmediğini -geçmişte de seçimden önce söylenenlerin Beyaz Saray’da unutulduğunu hatırlatarak- ileri sürüyorlar. Bu doğru, daha önce de birçok ABD Başkanı özellikle ülkedeki etkin lobileri ikna edebilmek için verdikleri bazı sözleri göreve geldikten sonra unutmak zorunda kaldılar. Mesela Ermeni lobilerine “soykırım” iddiasını tanıyacakları yönünde söz verenler bilahare Türkiye ile ilişkilere zarar vermemek için konunun etrafından dolaşmak zorunda kaldılar.
***
Washington’da gücü ve etkinliği herkesin malumu olan Yahudi lobilerini ikna edebilmek için de Kudüs’ün başkent olarak tanınması talebine ‘evet’ demek zorunda Başkan adayları. Bir önceki Başkan da aynı sözü vermişti; ama sonra Obama unutmak zorunda kaldı verdiği sözü. Çünkü Başkan’ın lobilere verdiği sözü tutmak için bütün İslam dünyasının öfkesini ülkesinin üzerine çekmesine iyi gözle bakmayacak unsurları var devletin. Zaten İsrail-Filistin ihtilafında resmi görüş olarak “iki devletli çözüm”den yana olan ABD’nin Kudüs’ün başkent olduğunu kabul etmesi kendi savunduğu görüşten vazgeçtiği anlamına da gelir ki bunu beklemek mevcut konjonktür içinde mantıklı değil.
Bu son seçim sürecinde Trump “Eğer seçilirsem Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacağım” diye konuştuğunda da bu söz ABD’nin Ortadoğu siyasetini baştan aşağı değiştirmeye yönelik bir yaklaşımın ifadesi olarak değil, bir siyasetçinin seçmenlerinden bir bölümünü ikna etmek için ortaya attığı vaatlerden biri olarak görülmüştü dış politika yorumcuları tarafından. Ancak Trump seçildikten sonra da bu sözünün arkasında duracağını açıkladı. Şimdi devletin ilgili kurumları ve özellikle Amerikan Dışişleri bunu engellemenin yollarını arıyor. Ama başarılı