Ülkücüler demokrasi kavgasında
MHP’deki kongre krizinin aynı zamanda hukuk ve siyaset kurumlarının krizine dönüşmesi sadece ayıp değil ayrıca korkutucu. Çünkü vahim bir tehlikenin habercisi. Yıllardır “hukukun değil yargının...
MHP’deki kongre krizinin aynı zamanda hukuk ve siyaset kurumlarının krizine dönüşmesi sadece ayıp değil ayrıca korkutucu. Çünkü vahim bir tehlikenin habercisi. Yıllardır “hukukun değil yargının üstün olduğu” bir düzenden şikâyetçi olduk. O düzen görünüşte değişti ama şimdi anlaşılıyor ki esası pek değişmemiş. Hem iktisadi kalkınma için hem de insan haklarının teminat altında olması için hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı olmazsa olmaz şart. Yani, bu memleketin evlatlarının gelişmiş ülkeler standardında yaşayabilmesinin. Burası işin pragmatik tarafı. Adalet duygusunun ve vicdanların müsterih olması için de aynı şeye ihtiyaç var elbette: Hukukun üstünlüğüne, yargının bağımsızlığına.
MHP kongresi vesilesiyle su yüzüne çıkan arızalar bu yüzden korkutucu.
***
Kurultayla ilgili beklenen Yargıtay kararının bir türlü açıklanmayıp yılan hikâyesine dönmesi… Ne alakası var dedirten Gemerek, Tosya gibi ilçelerdeki mahkemelerin kararlarıyla sürecin durdurulmaya çalışılması… Adalet Bakanlığı’nın konuyla ilgili tartışmalı açıklaması… Ankara Valiliği’nin işe karışması… Öyle görünüyor ki bütün bunlar aksi tesir yaptı… MHP’de muhalefete daha fazla kredi kazandırdı. Önceki gün Büyük Anadolu Oteli önünde bir araya gelen kalabalık bunu gösterdi. Polis TOMA’larının önünde toplanıp hazirun defterine imza atan delegelerin kongre toplanmasına yetecek asgari sayıdan epeyce fazla olduğu açıklandı. Bir tarafta tartışmalı da olsa yargı kararları, diğer tarafta polis marifetiyle gerçekleştirilen fiili engellemeye rağmen bu kadar sayıda parti delegesinin o toplantıya katılıp kongre toplansın diye imza vermesi az buz bir olay değil. Tabiri caizse “demokratik isyan”...
***
Her fırsatta “lidere itaat” ve “teşkilat disiplini” prensiplerinin kalın kalın çizgilerle altı çizilerek vurgulandığı Ülkücü harekette bugünlerde yaşanan “isyan” halini yorumlamak için yalnızca mevcut kongre sürecinde yaşananlara bakmak yetersiz olabilir. Hem parti yönetimi hem de harici aktörlerin bel bağladığı lidere itaat ve teşkilat disiplini prensiplerinin bile durdurmakta yetersiz kaldığı bir hareket var karşımızda.