Yeni parti girişimleri için iki model
Dostoyevski, modern Rus edebiyatı çığırını kastederek, “Palto” öyküsünün yazarının Rus edebiyatında dönüm noktası oluşuna vurgu yapmak için “hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık” demiş ya, siyasi tarihimizde iz bırakmış partilerin neredeyse tamamı da bir başka partinin içinden çıkmıştır.
En başta İttihat ve Terakki’nin içinden bu hareketin en şedit muhalifi Ahrar Fırkası doğdu… CHP’den aynı şekilde önce Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Fırka, sonra Demokrat Parti kurucuları çıktılar. Sonraki süreçte Güven Partisinden DSP’ye kadar birçok parti daha bu “palto”dan çıktı.
Daha yakın döneme gelirsek, DP’nin devamı olarak kurulan AP’nin içinden 1970’li yıllarda Demokratik Parti kopuşu yaşandı. Bu kopuş aynı zamanda “daha sağdaki” MNP/MSP’nin doğuşuna ve MHP’nin güçlenmesine de yol açacaktı.
27 Mayıs’ta askeri darbeyle iktidardan uzaklaştırılmış olan Demokrat Parti’nin yerini alma iddiasında iki aday vardı. DP’nin çoğunlukla “milliyetçi-muhafazakâr” kesiminden genç siyasetçilerin girişimiyle kurulan Adalet Partisi ile “merkez/liberal” kanadın temsilcilerinin kurduğu Yeni Türkiye Partisi. Bu ikincisi özellikle doğu ve güneydoğudaki yüksek DP desteğini devralmış olmasına rağmen ülke genelinde aynı başarıyı gösteremedi. Adalet Partisi 1965’de Süleyman Demirel liderliğinde girdiği ilk seçimde yüzde 53 oy alarak tek başına iktidara geldi.