Bir kelimeden
1952-53 ders yılına ait bir ilkokul karnesi geçti elime. Zonguldak ili, Karaelmas matbaası. Dersler arasında tabiat bilgisi de var. Ne güzel. Bir de ev idaresi dersi. Bu hassasiyet devam etseydi, hesapsız kredi kartı kullanımı nedeniyle...
1952-53 ders yılına ait bir ilkokul karnesi geçti elime. Zonguldak ili, Karaelmas matbaası. Dersler arasında tabiat bilgisi de var. Ne güzel. Bir de ev idaresi dersi. Bu hassasiyet devam etseydi, hesapsız kredi kartı kullanımı nedeniyle düzeni bozulanlar azalırdı belki. Şunu da söylemiş olalım: Tutumlu olmak, dikkatli harcama yapmak değildir sadece. Tutum eşittir tavır.
Bizi asıl ilgilendiren ise düzgünlük dersi. Evet, düzgünlük. Böyle bir ders varmış. Bilmiyordum.
Birkaç gündür bunu düşünüyorum. Bu kelimeler birbiri ardına uyumla sıralanıyor: Doğru, düzgün ve dürüst.
Düzgünlük dersini bir büyüğüme sordum. “O vakitler velilerin en büyük korkusu, çocuklarının bu dersten zayıf not almasıydı” dedi. Demek ki böyle bir dünya varmış.
Düzgün kelimesi aynı anda birçok anlama birden geliyor. İntizam, düzenli olma, kuvvetli karakter, sağlam şahsiyet, dürüstlük gibi. Bu mertebede olmayı kim istemez? “Düzgün bir insandır, ona güvenebilirsin.”
***