Dilimizde olan, kalbimizde de bulunmalıdır
Dünya, gelip geçtiğimiz yolun adıdır. En son kendi cenazemize katılacağız.Hayat, biraz da hatıra biriktirmek ve bırakmaktır. Yaşarken ağladığımız bir olayı, yıllar sonra tebessümle anar...
Dünya, gelip geçtiğimiz yolun adıdır. En son kendi cenazemize katılacağız.
Hayat, biraz da hatıra biriktirmek ve bırakmaktır. Yaşarken ağladığımız bir olayı, yıllar sonra tebessümle anar, gülerek anlatırız.
Hakan Albayrak’ın çevirdiği bir şiirden dilime pelesenk olan dize: “Ya bu gece ölürsem?”
Bugün ve yüzlerce yarın. İki ihtimal de sürekli bizimle beraberdir. Kelebeğin ömrünün sadece yirmi dört saat olduğuna inananlar çoğunluktadır. Oysa binlerce kilometre öteye göç eden, hatta kış uykusuna yatan kelebekler var. Aklımıza geldi diye yazıyoruz.
Ölümlü insanların ölümsüz gibi davranması, bizi hep aynı sorunun kapısına getiriyor: Hiç mi ibret almazlar?
Almıyoruz galiba. Başkalarına bakıyor, kendimize bakmıyoruz. Bakmak derken, kastımız giyim kuşam ve yeme içme değil. İşin o kısmında sorun görünmüyor.