Dostluk nedir?
Büyük İslâm İlmihali’ni okurken, bu hadis-i şerifle karşılaştım: “Eski dostluğu devam ettirmek, imandandır.”‘Dostlukta kıdem esastır’ nasihati gereğince, hemen üç kadim dostumu...
Büyük İslâm İlmihali’ni okurken, bu hadis-i şerifle karşılaştım: “Eski dostluğu devam ettirmek, imandandır.”
‘Dostlukta kıdem esastır’ nasihati gereğince, hemen üç kadim dostumu aradım ve Peygamber Efendimiz’in mübarek sözünü onlarla paylaştım.
İnancıma göre, dostluk, bir nasip meselesidir ve insanın dışında gelişir. Şununla dost olayım deyip olamazsınız. Dostluk, Lütfi Bergen’in ifadesiyle söylersek, yürürken belirginleşen bir şeydir. Bir de hatırlatma: “Katlandığımız değil, razı olduğumuz insanlar dostlarımızdır.”
“Önce refik, sonra tarik” denilerek, yola çıkacağımız insanları dikkatli ve rikkatli seçmemiz tembihlenir. İlk olarak şunu söyleyelim: ‘İnsanı, yol değil, yoldaşları yorar.’ Yola çıkacağımız insanları yüzde yüz isabetle seçme şansımız ise maalesef yoktur. Çünkü bu seçimi veya elemeyi, esas itibariyle yapacak olan bizler değilizdir; yoldur, yolculuktur. Yanımızdakinin dostumuz olup olmadığı, yolculuk esnasında ortaya çıkar. Özellikle siyaset ve ticarette, hatta edebiyatta, bu yürüyüşlerin büyük bir kısmı hüsranla sonuçlanır. Tanıdığımızı sandığımız insanları tanıyamamış olmanın üzüntüsü ve şaşkınlığı, bizi, yolculuktan daha fazla yorar. Tam da burada, Mustafa Kutlu’nun şu sorusu önemlidir: “Kırk yıl birlikte olmuş olsak bile, bir insanı ne kadar tanıyabiliriz?”
Hep söylüyoruz, yine söyleyelim: Rakamlar maddiyatı, harfler ise maneviyatı temsil eder. Dolayısıyla, rakamlar (ve hesaplar) üzerinden sahici bir dostluk oluşmaz, sadece ortaklık kurulur. Taraflar, ancak bir harfin (anlamın) ucundan tutarlarsa, dost olabilir veya kalabilirler. Rakam ile harfi toplamaya kalkışırsanız eğer, bu işlem, sizi Nurettin Topçu’nun şu sözüne götürür: “Menfaat yaşamak, ahlak ise yaşatmak ister. Bir arada barınamazlar.”
Madem sahici dostluklar harfler ve anlamlar vasıtasıyla kuruluyor, o halde, edebiyatçılar arasındaki bu çekişme de nedir? Böyle sorabilirsiniz. Ne kadar ulvi amaçlarla yazarsak yazalım, sonunda, iş gelip benlik meselesine dayanıyor. Edebiyat dünyasında beş-altı senelik birlikteliklerin bile uzun sayılması, bundandır.