Hal ve gidişat
İslâm, müminin vatanıdır. Bu vatanın dağları, ovaları, gölleri, ırmakları vardır. Kimi yükseklik ve derinlik katar, kimi serinlik verir. Şu dağ veya bu ırmak olmasın diyemeyiz. Hepsi bir...
İslâm, müminin vatanıdır. Bu vatanın dağları, ovaları, gölleri, ırmakları vardır. Kimi yükseklik ve derinlik katar, kimi serinlik verir. Şu dağ veya bu ırmak olmasın diyemeyiz. Hepsi bir bütündür. Birbirlerini güzelce tamam ederler. Sadece sıcak değil, soğuk da lazımdır. Düzlük iyidir ama yokuş da gereklidir. Meyve vermiyor diye söğüt ağacından, sinek yapıyor diye su kaynaklarından vazgeçemeyiz. Feda edilecek, gözden çıkarılacak bir karış toprağımız, sayfamız yahut insanımız yoktur.
İşte dinliyoruz. Yazdıklarını okuyoruz. Bazı kimseler bu “vatanı” dümdüz etme veya öyle görme isteği içindeler. Yasak koyucu gibi davranıyorlar. Sayısız âlimin, arifin, gönül erinin, hal ehlinin yaptığını yapmayın, söylediklerini dinlemeyin diyorlar. İyi cüret doğrusu. Sadece başkent olsun, başka hiçbir şehir, belde, kasaba, mahalle olmasın. Bunun sonuçlarını bir düşünelim.
Irmağın yatağını değiştirmek suyu ortadan kaldırmaz. Bir gölü doldurarak suyunu yok edemezsiniz. Bir damla dahi kaybolmaz.
Ormanlar da böyledir. Çam, meşe, kayın, gürgen, köknar, kavak, şimşir, dişbudak gibi nice ağaç bir araya gelip ormanı oluşturur. Kuşlar olmazsa orman eksik kalır. Çiğdem, kardelen, orkide, çuha, papatya gibi çiçekler ağaçlara eşlik eder. Böylece manzara tamam olur. Ormanın derinlikleri, tenha yerleri, hayatı daha çok ayakta tutar. Ceylanlar ve diğer bütün hayvanlar oralarda kendilerini korurlar. Muazzam bir bütünlükten bahsediyoruz. Biri çıkıp da meşe ağacı olmasın, sincap olmasın, çiğdem olmasın diyemez. Maalesef diyenler var.
İnsanlar da böyledir. Farklı mizaçlar ve fıtratlar bir araya gelip toplumu / cemaati oluşturur. Her insan bir âlemdir. En beğenmediğimiz insanın bile bizden üstün olduğu meziyetleri vardır. Camiye gittiğinizde veya sokağa çıktığınızda, ‘şunun burada ne işi var’ diyebilir misiniz?
Medeniyet de böyledir. Edebiyat, mimari, müzik, dil, hat, ebru, minyatür bir evin odaları, bir ailenin fertleri gibidir. Mezar taşları dahi bir boşluğu doldurur.