Her eleştiren
Husumete varmayan eleştiriler, sorumluluk duygusundan kaynaklanan uyarılar, yıkmaktan ziyade yapmayı önceleyen fikirler her zaman başımızın tacıdır. İnsan atasız ve hatasız olmaz.Kendimizi tam manasıyla göremeyiz....
Husumete varmayan eleştiriler, sorumluluk duygusundan kaynaklanan uyarılar, yıkmaktan ziyade yapmayı önceleyen fikirler her zaman başımızın tacıdır. İnsan atasız ve hatasız olmaz.
Kendimizi tam manasıyla göremeyiz. Eleştiri, bize tutulan aynadır. Dışarıdan nasıl görünüyoruz, onu söyler. Her eleştiri sahibini ötekileştirmek, istenmeyen ilan etmek, bizi daha korunaklı ve doğru yapmaz. En yıkıcı yalnızlık, çevremizde yanlışımızı söyleyecek kimsenin kalmamasıdır.
Herkesin büyüklüğü köyüne göredir. Nihayetinde her canlının bir haddi ve hududu vardır. Belli bir aşamadan sonra fıtrat yetersiz kalır, yardıma ihtiyaç duyulur.
Hasbî değil de hesabî olanlar, yani hayatını ve ilişkilerini menfaat üzerine kuranlar, eleştirmez, fikrini söylemez. Sadece onaylar, tasdik eder, alkışlar. Haklısınız efendim.
Eleştiri kelimesi genellikle olumsuz anlamlar çağrıştırır. Oysa eleştiri, yanılma payı bulunmakla birlikte, olması gerekeni dile getirmektir. Elbette şartları vardır. Sağlıklı ve değerli bir eleştiride bilgi, adalet, olgunluk, tecrübe ve üslup aranır. Eleştiri sahibinin hassas bir terazisi ve sağlam bir dengesi olması gerekir. Böylece kıymetli ve hakkaniyetli fikirlerinden istifade etmiş oluruz.
Geride kalmanın acısıyla kurulan cümlelere, hasetten doğan ifadelere, görgüden uzak söylemlere eleştiri diyemeyiz. Onun adı tacizdir.