Kastamonu hakkında
1890 tarihli idarî taksimata göre Kastamonu vilayetinin sınırları Gerze kazasından başlıyor, Göynük ve Gerede’ye kadar uzanıyor. Bolu, Çankırı ve Sinop vilayetin sancakları. Çorum’da kalan İskilip...
1890 tarihli idarî taksimata göre Kastamonu vilayetinin sınırları Gerze kazasından başlıyor, Göynük ve Gerede’ye kadar uzanıyor. Bolu, Çankırı ve Sinop vilayetin sancakları. Çorum’da kalan İskilip ve Kargı, Kastamonu merkeze bağlı. Bugün il olan Bartın, Düzce, Karabük ve Zonguldak da kazalar arasında. Yani Kastamonu vilayeti, Batı Karadeniz denilen bölgenin tamamını kapsıyor. Öte yandan, çoğu zaman, hava durumlarında Batı Karadeniz verilirken bile Kastamonu yok sayılıyor. Kastamonu’nun yakın tarihi, aynı zamanda bir ihmalin tarihidir.
Ninem Tosya, annem Akkaya, eşim Devrekâni, babam Taşköprülü. Ailemiz İstanbul’a 1953 yılında göç etmiş. Fakat ‘memleket’ ile münasebet hiç akamete uğramamış.
Babam, evlatlarının ata topraklarında doğmasını istemiş. Doğuma birkaç ay kala annemi memlekete, dedemin yanına bırakmış. Mevsimine göre, kimini kırkı çıkınca, kimini de üç aylıkken gidip almış. Böylece ilk beş kardeşin doğum yeri Taşköprü olmuş. Garip bir şekilde, İstanbullu olmamıza rağmen, hepimiz topraktan ve tabiattan yanayız. Demek ki babamın tercihinin hikmeti buymuş.
Kastamonu il sınırında olan Araç ilçesine girer girmez şive kendiliğinden değişmeye başlıyor. Sebebini anlamasam da bu durumdan hayli memnunum.
İl merkezindeki tarihi eserleri uzun uzadıya yazacak yerimiz yok. Kısaca: Kastamonu’nun iki kalbi vardır. Birincisi Nasrullah Kadı Camii. Millî Mücadele yıllarında Mehmet Akif bu caminin kürsüsünden ahaliyi gayrete getiren vaazlar veriyor. Kastamonu’nun İstiklal Harbi’ne katkısı Ankara’dan az değildir.
Kastamonu’da padişahların yaptırdığı herhangi bir camii yok. En büyük caminin bânisi bir kadı efendidir. Demek ki ihmal daha eskilere uzanıyor.