Son günlerde

Afganistan tecrübesi bir ibret vesikası olarak önümüzde duruyor. Afgan mücahitler, dünyanın en güçlü iki ordusundan birini yendiler. Fakat enaniyetlerini yenemediler. Birlik ve beraberlik sağlanamadı. Ben, biz olamadı....

Afganistan tecrübesi bir ibret vesikası olarak önümüzde duruyor. Afgan mücahitler, dünyanın en güçlü iki ordusundan birini yendiler. Fakat enaniyetlerini yenemediler. Birlik ve beraberlik sağlanamadı. Ben, biz olamadı. Günün sonunda fitne galip geldi. Ahmet Şah Mesud, Gülbeddin Hikmetyar, Burhaneddin Rabbani; her biri milletini ve memleketini seven kıymetli insanlardı. Buna rağmen böyle oldu.

Enaniyet, yorucu bir meseledir. Hayatın her alanında karşımıza çıkabiliyor. Onu hiç ummadığımız yerlerde bulabiliyor, beklemediğimiz kişilerde görebiliyoruz. Gönül erlerinde bile.

Bilgi ve başarı, genellikle kibirle birlikte geliyor. Kibrimizi bastıramazsak eğer, ilmimizi baskı aracı olarak kullanmaya başlıyoruz. Bunun örnekleri hayli fazladır.

Şöyle bir kimse düşünelim: Özür dilemiyor, geri adım atmıyor, hatada ısrar ediyor ve yaşayan hiç kimseyi beğenmiyor. Her konuda kesin fikri var. Bu mizaç, kime ne verebilir?

DÜN VE BUGÜN

Ülkemiz savaşta, binlerce askerimiz cephede. İslâm âlemi buhran döneminde. İbrahim Karagül’ün sözleriyle söyleyecek olursak; “tarih değişiyor, coğrafya yeniden kuruluyor, çok büyük bir fırtına yaklaşıyor.” Hakikat budur. Vaziyet ortadadır. Bize düşen, birlik ve beraberliğin bütün yollarını denemektir. Ayrılıkta değil, beraberlikte ısrarcı olmalıyız.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kastamonu hakkında 28 Eylül 2019 | 529 Okunma Ölümle ilgili 25 Eylül 2019 | 619 Okunma Son zamanlar 21 Eylül 2019 | 275 Okunma Buradan bakınca 18 Eylül 2019 | 3.038 Okunma Takip mesafesini korumak gerekiyor 14 Eylül 2019 | 389 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar