Yaşanmakta olan
İstiklal Harbi, ağırlıklı olarak Yunan istilacılara karşı verilmiştir. Yani büyük devletimizi parçalayan Batı dünyasıyla herhangi bir hesaplaşma içine girilmemiştir. Savaş bitmiş ve...
İstiklal Harbi, ağırlıklı olarak Yunan istilacılara karşı verilmiştir. Yani büyük devletimizi parçalayan Batı dünyasıyla herhangi bir hesaplaşma içine girilmemiştir. Savaş bitmiş ve önümüze yeni bir yol haritası konulmuştur. Batıya gidiyor gibi görünen ama hiçbir yere çıkmayan, bizi sadece aslımızdan ve coğrafyamızdan uzaklaştıran bir haritadan bahsediyoruz. Ara bölgeden öteye geçemedik, geriye de dönemedik.
Sayın Süleyman Soylu, batı dünyasını kastederek, “kendi topraklarımızda egemen olmamızı istemiyorlar” dedi. Yüz yıllık hikâyenin özeti işte bu cümledir.
Dâhili ve harici gelişmeler, iktisadî operasyonlar, darbe teşebbüsü, iç işgal girişimi, beklenmedik siyasî hamleler vesaire. Batı dünyasıyla bağımsızlık savaşına daha yeni giriyoruz. Yaşananların ‘istiklal ve istikbal mücadelesi’ olarak görülmesinin esas nedeni budur. Denklik sınavından geçiyoruz.
Beka meselesi, bu seçimin de tartışmalı başlıklarından biri. “Altı üstü bir belediye başkanı seçeceğiz, beka bunun neresinde” diyenler, demeyenler kadar var. Herkesin haklı olduğu bir yerde hakikat yara alır.
ÜLKEMİZİN DERTLERİ
Siyaset, kamplaşmayı da ister istemez beraberinde getiriyor. Ayrıştırıcı dil, seçim boyunca hâkimiyet kuruyor. Kimine göre bu dili en çok Sayın Erdoğan kullanıyor. Bir şey diyemeyiz. Dileyen dilediği gibi düşünmekte serbesttir.