Tevhid ve Kudüs’ün kaderi
İnsan kuşatılmış bir varlıktır. Bu kuşatmanın en genel kavramı kuşkusuz mekân yani coğrafyadır. İnsan, coğrafyasının çocuğu olarak varlık sahasına girer. İbn Haldun’un...
İnsan kuşatılmış bir varlıktır. Bu kuşatmanın en genel kavramı kuşkusuz mekân yani coğrafyadır. İnsan, coğrafyasının çocuğu olarak varlık sahasına girer. İbn Haldun’un ifadesi ile tabiat insana ve insana dair şeylere tesir eder. Bu tesir hem insanın iç dünyasına yönelik hem de algılama biçimlerine yani kendisi dışında olanlara yönelik bir tesirdir.
Allah Kur’an da birçok kez her şeyin (insan, toplum, şehir, medeniyet, hareket, cemaat, coğrafya) kaderle yaratıldığını ifade etmektedir. Bu kader ilk anlamı ile ömür olarak anlaşılabilir. İkinci anlamı ise var olduğu sürece tesir alanıdır. Coğrafya dikkate alındığında kader ile yaratılmak; coğrafyanın ilahi irade tarafından çeşitli zamanlarda muhatap alınanlara ev sahipliği yapması ve bazı kişilere vaat edilmesi ile alakalı bir durumdur. Coğrafyanın kaderinde en önemli etken ise bizzat kendisinin mübarek, bereketli ve kutsal sayılmasıdır. Bu sayılma dikkate alındığında dünya coğrafyasında kaderi kendisinin önüne geçmiş yegâne yer Kudüs’tür.