Ortadoğu’da tarihin akışı tersine dönecek mi?

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/tracİlim ve irfan dünyamızın seçkin isimlerinden merhum ve mağfur Celal Hoca’nın hayrülhalefi Sadettin Ökten Beyefendi’nin televizyon kanallarında...

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac

İlim ve irfan dünyamızın seçkin isimlerinden merhum ve mağfur Celal Hoca’nın hayrülhalefi Sadettin Ökten Beyefendi’nin televizyon kanallarında yaptığı sohbetleri arada sırada ben de ilgiyle takip ediyorum. Geçen gün, TRT’nin kültür kanalını rastgele açınca yine o güzel sohbetlerinden birine şahit oldum. Hocamız, Bayezid ve çevresindeki tarihi eserlerden, Bayezid Camii’nden ve bu tarihi mabedin meşhur ve maruf imamı Abdurrahman Gürses’ten, Küllük Kahvesinden söz ediyordu. Bu konular beni de doğrudan alâkadar ettiği için pürdikkat kendisine kulak verdim.

Sadettin Hoca bir ara sözü, adı bu cami ile özdeş hale gelen “reisülkurra” unvanıyla muanven olan Abdurrahman Gürses Hoca’ya getirdi. Onun namazı müteakip okuduğu mihrabiye konusunda büyük bir titizlik gösterdiğini söyledi. Hoca Efendi, namazın bitiminde aşr-ı şerif okumaya hemen başlamaz, camiden bir an önce çıkmak isteyenlerin çıkmasını beklermiş. Sükûnet sağlanınca sekinet veren o güzel sesiyle cemaati gaşyedermiş. Böyle -mışlı, - mişli anlattığıma bakmayınız. Ben de bu etkileyici manzaraya defalarca şahit oldum. Gençlik yıllarımda Bayezid-i Veli Camii’ne daha çok bu Kur’an bülbülünü dinlemek için giderdim.

Sadettin Hoca, aynı konuşmasında devrin bazı kalburüstü insanlarının da sırf adı geçen hocanın arkasında namaz kılmak ve Kur’an dinlemek için Bayezid Camii’ne devam ettiklerini hatırlattı. Doğrudur. Ebû’l Ulâ Mardin gibi, İbnülemin Mahmud Kemal Bey gibi ilim adamları da aynı mabedin müdavimiydi. İbnülemin Bey, bu camide hadis okutan, Hacı Hüseyin Hüsnü Efendi’den yıllarca ders almıştı. Eksik kalmaması için belirteyim. Trabzonlu Hüseyin Hüsnü Efendi, Ankara İlahiyat Fakültesi’nin değerli hocalarından olup bir süre de Bayezid Devlet Kütüphanesi’nin müdürlüğünü yapan Prof. Dr. Necati Lügal’in babası idi. İbnülemin eserlerinden birinde işte bu hadis âliminden uzun uzun bahsediyor.

Bu bilgiyi teyit eden bir anekdotu İbnülemin Son Asır Türk Şairleri’nin zeylinde Abdülhak Hamid’in ölümünden söz ederken şöyle anlatıyor:

“Ailelerimiz arasında bir asırlık hukuk ve meveddet olduğundan öteden beri hakkımda hürmet ve muhabbet gösterirdi. Vefanın mücessem misali olduğumu âşinalara söylerdi. O yaşta evime kadar gelmek zahmetini ihtiyar ederdi. Bir akşam da Bayan Lüsyen’le beraber gelmişler. Hizmetçi, evde bulunmadığımı söylemiş. Lüsyen, gelip gelmeyeceğimi sormak istemiş. Hâmid, sorma o camiden başka yere gitmez. Namaz kılınca evine gelir demiş. Otomobilin içinde beni beklemiş.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İslâm izzetinin i’si 22 Aralık 2024 | 59 Okunma Büyük Türkiye’nin nitelikli siyaset ihtiyacı 17 Aralık 2024 | 255 Okunma Ortadoğu’da tarihin akışı tersine dönecek mi? 15 Aralık 2024 | 1.389 Okunma Kendi liderine ve devletine güvenmeyen insan kime güvenir? 10 Aralık 2024 | 432 Okunma Vasat Ümmet, teenni ve meşruiyet 08 Aralık 2024 | 83 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar