Türkiye’de muhalefet

Siyaset kavramına benim yüklediğim anlam yalnızca şudur; İhtiyaçlarımızın belirlediği toplumsal hayatımızın cazibesi ve gerginliği, birlikte örgütlenme biçimimiz ve bu durumun beraberinde getirdiği...

Siyaset kavramına benim yüklediğim anlam yalnızca şudur; İhtiyaçlarımızın belirlediği toplumsal hayatımızın cazibesi ve gerginliği, birlikte örgütlenme biçimimiz ve bu durumun beraberinde getirdiği iktidar ilişkilerimiz. Siyaset derken ben sadece kavramın bu içeriklerini kastediyorum. Birlikte nasıl yaşayacağımıza dair oluşturduğumuz kurallar bütünü ise hukuk, yasa ve meşruiyet alanlarını işaret eder.

Değer, inanç, dil, duygu ve deneyimle ilgili olan her kavram gibi, siyaset de kaçınılmaz olarak insan bireylerinin ve toplumlarının doğasına dair daha geniş ve daha kapsamlı olarak, iktidar ve muhalefet ilişkisine kilitlenir. Geçmiş tarihe ait tecrübeler ve yorumlarla, bugünün farklı versiyonlarıyla ve geleceğe dönük umutlarla hesaplaşır. Bu bakımdan siyaset tek "taşıyıcı" vasıtadır.

Elbette siyasetin geçmiş alışkanlıklarımızdan arınmış "saf" bir kavram olmadığını biliyoruz. Bu böyle olduğu için siyaseti "suçlamak" ya da bu durumdan ötürü "üzülmek" sonuç itibarıyla hiç kimseye bir şey katmaz. En azından yeni ve olumlu bir şey katmaz. Saf siyasetin salt bir akademik mit olduğunu bilmek bir parça rahatlatıcı olsa da, kimilerinin iktidar olmak için siyaset yerine ısrar ile hukuku ikame etmeye çalışmaları cidden can sıkıcıdır.

Hukuk elbette çok önemli ve değerlidir; ama asla siyasetin yerine ikame edilemez. Tıpkı beynimizi bedenimizin yerine ikame edemeyeceğimiz gibi... Ya da ellerimizi gözlerimizin yerine ikame edemeyeceğimiz gibi...

Türkiye'de hukuku siyasetin yerine ikame etme alışkanlığında ısrar edenlerin çok önemli bir nedeni var. Siyasete ve demokrasiye inanmayan bu güçler, sırf hayat tarzlarının devamı için icat ettikleri devlet kurumlaşmalarına hukuk adını verirler. Onların nezdinde aslında hukuk kişi hak ve özgürlükleri ya da toplumsal hayatın mutabakatı değil, vesayet altında tuttukları kurumları aracılığıyla, ihtiyaç duyduklarında iktidarı ele geçirme aracıdır.

Bir tür bürokratik oligarşi geleneği olan bu zihniyet, siyaset yolu ile ortaya çıkan halk iradesine hiçbir zaman saygı göstermez. Darbe yapma imkanından yoksun olduğunda bile, ortaya çıkan irade ile alay eder, onu küçümser.

Böyle bir zihniyet ve muhalefetin demokrat olmadığı çok açıktır. Demokrat ve ahlaki olmayan bu zihniyetin kendini apaçık, bilimsel ve evrensel ilan etmesi de komediden başka bir şey değildir.

Açıkça söylüyorum, bu tutum ve davranışlar, hiç tereddüt gösterilmeksizin görüldüğü yerde kınanmalıdır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Gri'yi öldürmek! 28 Aralık 2017 | 1.653 Okunma Gendalî; Yolsuzluk ve Şiddet 25 Aralık 2017 | 1.280 Okunma Kürt sorunu ve bir sosyal çözüm modeli 23 Aralık 2017 | 2.023 Okunma Ne kazandık elimize ne geçti-3 21 Aralık 2017 | 1.602 Okunma Ne Kazandık Elimize Ne geçti (2) 18 Aralık 2017 | 1.293 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar