Musul kurtuluyor ama yeni sorunlar kapıda
Iraklı güçlerin Musul’u kurtarma operasyonunda sona yaklaşıldı. Bu, çok büyük maliyetleri olan ve başarılması uzun zaman alan kritik bir hedefti. Şehir bir yıkıntı halinde ve yaşanır hale...
Iraklı güçlerin Musul’u kurtarma operasyonunda sona yaklaşıldı. Bu, çok büyük maliyetleri olan ve başarılması uzun zaman alan kritik bir hedefti. Şehir bir yıkıntı halinde ve yaşanır hale dönüşebilmesi için çok büyük yatırımlar gerekecek. Ancak Musul’un kurtarılmasıyla ilişkili aktörlerin gündemindeki tek konunun sadece kentin yeniden yapılanması olup olmadığı meçhul.
Musul’un düşmesini konuşuyoruz ama aslında hala direniş cepleri var. Bölgede sıkışmış sivillere zarar gelmemesi için çok yavaş mesafe alınabiliyor. Dahası, her yere bubi tuzakları yerleştirilmiş. Ancak bir an için Musul’un yakında İŞİD’ten tamamen temizlendiğini varsayalım. Peki o zaman ne olacak? Musul ihtilaflardan arınmış bir bölge olsaydı, “Musul Irak’ın bir parçası ve Irak hükümeti uzunca süren IŞİD hakimiyeti ardından otoriteyi yeniden kurdu” diyebilirdik.
Ancak Musul, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ve Irak Merkezi Yönetimi arasında tartışmalı bir toprak. Bu durum, IKBY’nin, Bağdat hükümetinin hoş karşılamadığı bir kararla Kürt bölgesinin gelecekteki statüsünü belirleyecek bir referandum yapma niyetini duyurmasıyla daha da karmaşık bir hal aldı. Tüm komşu ülkeler buna karşı çünkü bu durumun emsal teşkil ederek yalnızca Irak’ta değil, aynı zamanda Suriye ve diğer komşu ülkelerde kontrol edilmesi kolay olmayan ayrılma eğilimlerinin ortaya çıkmasına davetiye çıkarabileceğinden korkuluyor. Kısaca bu konuda önümüzdeki yolda güçlükler söz konusu.
Referandumun gerçekleşmesini durduracak konumda birisinin olup olmadığı tam olarak belli değil. Daha geniş anlamda, bölgede neler olacağını bilmiyoruz. Musul, İŞİD unsurlarından kurtarıldığında Kürt Bölgesel Yönetimi ve Bağdat yönetimi arasında kentin kontrolü üzerine bir mücadele olacaktır. Durum aslında daha da karmaşık. Çünkü Irak askeri güçleri her ne kadar Musul’daki en büyük güç olsa da sadece Irak ordusundan oluşmuyor. Bölgede ayrıca, Irak’taki en kalabalık mezhebe mensup Şii milisler de bulunuyor.
Ancak Musul Sünni bir şehir ve bölgedeki Sünni nüfus, Şiilerin kendilerine göre üstün bir konuma gelmesini istemiyor. Bu, muhtemel çekişmeyi daha şiddetli hale getirecek başka bir karmaşık faktör. Dolayısıyla bir mücadelenin bitmesi başka bir mücadelenin başlangıcını teşkil edebiliyor. Bunun, silahlı bir çekişmeden çok siyasi bir mücadele niteliğinde olmasını umalım.
Hatırlayalım, yeni yönetim kurulurken, Irak’ta barışı tesis etme paketinin bir parçası olarak Kerkük’te bir referandumun yapılması gündeme gelmişti. Ancak bu referandum hiç yapılmadı; taraflar, sonuçların kendi lehlerine olacağından emin olmak için demografik konumlarını güçlendirmeye çalıştılar. Musul’da da benzer bir durum var. Halihazırda Kürt nüfusu çoğunlukta olabilir, ancak Türkiye’nin de ilgi gösterdiği önemli bir Türkmen azınlığı da dahil olmak üzere önemli azınlıklar var. Buranın kim tarafından ve nasıl yöneteceği konusunda çekişmeler var.