Türkiye-ABD ilişkililerinin geleceğinde sırada ne var?

Geçtiğimiz hafta, Türkiye ve ABD, Suriye'nin Menbiç kentindeki YPG'nin mevcudiyeti üzerinde uzun zamandır süren tartışmalarda ilerleme kaydetti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile mevkidaşı Mike...


Geçtiğimiz hafta, Türkiye ve ABD, Suriye'nin Menbiç kentindeki YPG'nin mevcudiyeti üzerinde uzun zamandır süren tartışmalarda ilerleme kaydetti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile mevkidaşı Mike Pompeo arasında 4 Haziran gerçekleştirilen toplantıdan sonra taraflar, Türkiye'nin yasadışı PKK ile ilişkileri nedeniyle terör örgütü olarak gördüğü Kürt milislerinin Menbiç’ten Türk ve Amerikan kuvvetlerinin gözetiminde boşaltılması konusunda anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Anlaşmanın ayrıntıları henüz net değil ancak görünen o ki Türkiye, diplomatik bir kazanım elde etti ve Suriye'deki çıkarlarına ilişkin görünür bir maliyete katlanmadan başlıca taleplerini güvence altına aldı. Ancak uluslararası ilişkiler uzmanımız ihtiyatlı olunması gerektiğini belirtiyor. ABD-Türkiye ilişkileri hâlâ endişe verici; anlaşma, jeopolitik gerginliklerin karışık örgüsü karşısında, ileriye doğru atılan küçük bir adım olarak kalıyor. Bu bir ilerleme mi yoksa yıllarca bozulagelen ikili ilişkiler yumağında sadece bir dinlenme durağı mı?

Aylar önce, böyle bir anlaşmanın, Menbiç için en iyi çözüm olabileceğini önermiştiniz. Yine de, ABD ve Türkiye de aynı görüşte değil gibi görünüyor. Bu anlaşmanın uygulanma aşamasında hangi zorlukları görüyorsunuz?

Türkiye ve ABD, ABD'nin büyük ölçüde YPG ile işbirliğine dayalı Suriye'deki askeri gücüne zarar vermeden, Türkiye’ye verilen Menbiç’ten çekilme sözünü yerine getirmesinin bir yolunu bulmaya çalışıyorlar. Nihayet bir anlaşmaya varılmasına şahit olduk ama belki de anlaşma varılan noktayı abartacak kadar güçlü bir kelime olabilir. Elimizde bir çerçeve veya belki taslak varmış gibi görünüyor. Örneğin Türkiye, bir uygulama takvimi üzerinde anlaşıldığını ileri sürüyor; Amerikalıları dinlerseniz, onların bir takvimden ziyade adım adım yürüyen bir süreç düşündükleri anlaşılıyor. Yani, ancak üzerinde anlaşılan bir adımı tamamladıktan sonra bir sonraki aşamaya geçebilirsiniz. Bu yaklaşımın uygulaması, Türklerin düşündükleri takvimden daha uzun zaman alabilir.

Haberlerde değinilen bir başka sorun daha var, ama bu (muhtemelen) anlaşmanın bir parçası değil: Bazı haberlerde, uygulamanın her aşamasında ABD’nin YPG’nin onayını almaya çalışacağı fikri yer alıyor. Bu tür bir kısıt Türkiye tarafından kabul edilemez çünkü anlaşmayı YPG'nin vetosuna tabi kılıyor. Eğer bu tür rivayetler doğru çıkarsa, uygulama aşaması çok sorunlu olacaktır. Ancak, sanıyorum anlaşmanın kesinlikle ortaya çıkardığı husus, her iki tarafın da birbirlerinin endişelerine şu veya bu şekilde duyarlı davranmamaları durumunda, ilişkilerin telafisi mümkün olmayan bir yönde ilerleyeceğini fark etmiş olmalarıdır.

Menbiç’in, Türkiye açısından daha kapsamlı bir paketin parçası olduğunu da hatırlamak zorundayız. Şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Kuzey Irak'ta YPG'nin lojistik ve stratejik destek aldığı bölgelerde de operasyonlar yürütüyor. Dolayısıyla, durum geliştikçe ve özellikle Suriye güçlerinin şu anda Amerikalıların elinde olduğu bazı bölgelere girmeyi planladıkları düşünüldüğünde, yeni sorunlarla karşılaşılacaktır. Henüz ilişkilerin uyumlu olduğu bir duruma varmaktan çok uzaktayız. Bütün bunlara rağmen, en azından iki tarafın da ilişleri sakinleştirmek için bir anlaşma çerçevesi oluşturmayı başardığını ve ilişkilerin daha gerilimli bir aşamaya geçmesine izin vermediğini vurgulamak gerekiyor.

Önemli sorunlar devam ediyor. Türkiye-ABD ilişkilerini niteleyen belirsizlikler de sürekli olarak sıkıntıya sebep oluyor. Taraflar birbiriyle daha net bir iletişim kuramıyor?

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Dünya tersine mi döndü! 01 Ekim 2018 | 282 Okunma Artık Suriye'nin kaderi Türkiye'nin ellerinde! 24 Eylül 2018 | 299 Okunma Suriye uçurumun kenarında! 10 Eylül 2018 | 290 Okunma Türkiye-AB aşkı yeniden mi alevleniyor? 03 Eylül 2018 | 103 Okunma Ortadoğu'da durumu yeniden değerlendirme zamanı geldi mi dersiniz? 27 Ağustos 2018 | 445 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar