Cumhuriyeti yeniden kurma iradesi
Atatürkçü Düşünce Derneği, Genel Başkan Tansel Çölaşan’ın ifadesiyle “yaşamakta olduğumuz karanlık günlerin esiri olmadan, umutsuzluğa düşmeden, lafa laf yetiştirmenin cazibesine...
Atatürkçü Düşünce Derneği, Genel Başkan Tansel Çölaşan’ın ifadesiyle “yaşamakta olduğumuz karanlık günlerin esiri olmadan, umutsuzluğa düşmeden, lafa laf yetiştirmenin cazibesine kapılmadan, gelecek aydınlık, ferah ve güzel günler için yapmamız gerekenleri düşünmek” üzere üç gündür Ankara’da bir sempozyumla “2023 Türkiyesi”ni tartışıyor.
Tarımdan teknolojiye birçok alanın ele alındığı sempozyumun varmak istediği noktayı Dr. Deniz Yıldırım’ın “Yenilenmiş bir Cumhuriyet Sözleşmesi İçin Halkçı Siyaset” başlığı altında sunduğu bildiride bulmak olası.
Bir kere bildiri; Türkiye’nin “egemenliğin Saray’dan alınıp halka verilmesiyle tamamlanan Cumhuriyetleşme devrimine karşı yeniden bütün kuvvetin Saray etrafında toplanmasını amaçlayan bir rejim dönüşümünü ve devletle ekonominin kamusal tüm görünümlerinin tasfiyesini içeren” bir planla karşı karşıya olduğunu saptıyor. Bu planın başarılı olup olmamasının, sadece iktidarın ve ittifaklarının yapacakları hatalara değil, aynı zamanda bunun karşısına Türkiye’nin ilerici, Atatürkçü, Cumhuriyetçi, halkçı, sosyalist birikiminin yenilenmiş bir kurma iradesiyle ve asgari bir programa dayalı siyasetle çıkıp çıkamayacağına bağlı olduğunun altını çiziyor. Artık Cumhuriyeti koruma iradesiyle değil, kurma iradesiyle hareket edecek bir atılımın gerektiğini vurguluyor ve ekliyor:
“Kurma iradesi, tarihsel deneyimle ve oraya yaslanarak olur. Birinci Meclis’in programı Halkçılık Beyannamesi’dir, birleştiricidir. Halkçılık hem siyasal hem de sosyal bir programdır. Siyasal düzeyde Halkçılık, Akçura’da, Tunalı Hilmi’de, Gökalp’te ve sosyalist aydınlarda açıkça görüleceği üzere, halk egemenliğidir...