Deniz yükseliyor
Atatürk, kendi yazdığı “Medeni Bilgiler” kitabında “hükümdar”lığa da, “oligarşi”ye de karşı olduğunu özellikle belirtir. “Halkçılık” olarak...
Atatürk, kendi yazdığı “Medeni Bilgiler” kitabında “hükümdar”lığa da, “oligarşi”ye de karşı olduğunu özellikle belirtir.
“Halkçılık” olarak tanımladığı demokrasiyi de “yükselen bir deniz” olarak tanımlar.
Türkiye’de son günlerde bir büyük deniz yükseliyor, giderek kabarıyor.
Muharrem İnce’nin ve onu besleyen, destekleyen yetkin kadronun başını çektiği Cumhuriyetçi, halkçı dalga; ülkenin yüzyıllar önce başlattığı demokratikleşme çabalarını yok sayarak “halife sultan”lığa, “padişah”lığa geri dönüşü amaçlayan bir çılgınlığın üzerine üzerine doğru akıyor.
Barışla, kardeşlikle, özgürlükle, geleceğe yönelik umutla bu halk; 2002’den bu yana kundaklanmış tüm değerlerini onaracak!
Özellikle siyasete küsmüş gençlerin miting alanlarındaki coşkusundan belli oluyor. Kadınların özgüveninden anlaşılıyor.
Yarın bugünden görünüyor.
Az kaldı, tamam bu iş...
‘Çıtçıt Zerrin’in hukuk anlayışsızlığı
Danıştay’ın başında, Saray’dakini görür görmez yargıç cüppesinin önünü kapattığı için yargı çevrelerinde “Çıtçıt Zerrin” diye anılan Zerrin Güngör oturuyor.
Hukukçu olmayan “Çıtçıt Zerrin”, birlikte çay topladığı AKP’nin reisine “minnet ve şükran duyguları”nı sunmuş, olağanüstü hali, KHK’leri bir partili gibi savunmuş, “CHP eski yargı düzeni değiştiği için çok rahatsız” diye açıklamalar yapmıştı.
Avukat İsmail Sami Çakmak, Danıştay Başkanlık Kurulu’na “yüksek hâkimlik vakar ve şerefiyle